İçim sıkılıyor, şehri terk ettiğim bir yamacın başında

Seslere karışan sessizliklerim buhran olup dönüşüyor

Göçüp giden ömrüm gece yarısında matem havasıyla

Kalabalığı tenha yapan gürültü hepten dolup taşıyor


Değerlerime değersizlik biçtim, bendimi çiğneyemedim

Sustuğum için mücrim olmuştum döşeksiz zindanlarda

Kahırlandım düşük omuzlarımla, evvel zaman kahrettim

Deryaya varıp soluk alamayınca canımdan da vazgeçtim


Göğsümü gere gere "hürüm" dediğim vakit yükseklerde

Başımı taşla ezerek kanatlarımı kıracaklarını bilemezdim

Kin olur kimim kimsem olmayıp elde kalmayınca yanımda

Kim olur kinim gururumu paçavra ettiğim zaman yanında