Bir anıdan kaçıyorken

Dağ evinin verandasında yaşlarını kuruttu.

Çağırır anılar hapis gibi yatılır kırlarda.

Zaman bir zehir,

Yok olacakmışçasına kanıma karıştı denklemler.


Her yarışta şu dağılan yüreği oynar yalnızı.

Kimse yok mu dokunan özüne?

Nereden kondu bu mutsuzluklar ütopyana?

Her acında durma bak aynana.


Sallanıyorsan her darağacında

Hâlâ kırılıyorsan aldırışsızlığa

Kefen olmadan buz parçaları,

Kulak verebilirim yıldızlarına.


Ya gerçek değilse inandığımız dünya?

Kimim ben bu soyu tükenen kalpte?

Kağıtların üzerinde gidip gelen parmaklarım titremiyor artık.

Yolunu buldu şiirinin.