Simsiyah bir sayfada kendimi hep daha rahat hissettim,
Öyle kolayıma geliyor ki bu, inanın bana benim için yemek yemek, su içmek ya da aşık olmak gibi. Bir iplik tutuşur elime kahverengi, baharın rengi, son baharın. Peşi sıra geliverir tüm duygularım elime, ardımı devirip yattığım yatağımda düşüncelerden yer kalmaz bana yatacak. Öyle titrek ve belirsiz ki benim için her şey, yalnız benim için mi? Belki de senin için. Yarın ne olacak, ölecek miyim, kalacak mı? Ölecek misin, kalacak mı? İncecik bir oyuktan tepeleme atlıyorum düşler denizine, suratım suyla buluşana değin mahpus oluyor bana o oyuk, sapamıyorum, kımıldamıyorum. Bir ok gibi fırlattı beni düşlemek istemediğim düşlere o incecik oyuk. Kangren oluyor elim, doladıkça o bahar rengi ipi bileğime, kangren ediyor düşlerim ve düşüncelerim bütünümü. Mabedimde yakacağım bu düşleri er geç, mabedim beni yakacak, en son ben yanacağım, bana, sana, ona dair ne yeşermişse tinimde. Hoşça kalacağım belki, hoşça gideceğim usulca yanaklarını öpen bir bahar rüzgarı gibi, hangi bahar? İlk mi? Son mu? Öptüğümde anlayacaksın. Öptüğümde anlayacaksın.