ben bir kiraz ağacına uyandım

ben paslı yeşil merdivenlerden hep aynı tarafıma düşerek

uyandım bir kiraz hastalığına

vakit yaprak yaprak soluğumda bir düğüm

unuttum su çiçeğinden kaşınan sırtımı

delice durmakta kaldım


ben güzel günlerinde yaşamın

bir kiraz ağrısını ağırladım saçlarımda

tel tel ağaran bu ağrıya rengarenk tokaları taktım

bazen de kıvılcımlar saçan genç halim

hangi yanım düzeltmişse eksenini dünyanın

bir ikindi vakti telaşına sürmüşsem ıhlamur kokusunu

bir bir savan serilmiş üstüne


ben biraz pazar sonrası suskunluğunda kaldım

yerler ezilmiş kiraz kırmızısı

yerler kirazlara ölüm

buna kimsenin diyecek bir şeyi yok

hem sokak lambaları o tarafı karartır.


dudağımdan sehpalar devirmiş içimde astığım kirazlar

içim iki dal deli ateş

içim kırk yıllık kovuluş tezgah üstlerinden.

düşüşlerin yönü olmaz

çalınan yerlerime denktir kayboluşlarım