Nedir günahların kıstası?

Vahşice işlenen cinayet mi,

Daha pahalıdır,

İstemeye istemeye işlenen mi?


Tüm sevapları işlemiş kimse,

Bir bebeğin canına kıyarsa,

Ve bir günahkar,

Bir bebeğin canını kurtarırsa,

Hangisi daha aktır,

Kıstasın, nazarında?


Gerçeklik ne kadar yozlaşmış,

Fikirler ne kadar daralmış,

Sorular, cevap buldu sanılmış,

Dümdüz yaşıyor bedenimiz,

Çoktan unutulmuş ruhumuz.


Nedir dilimizden düşmeyen sevabın kıstası?

Bir başka göz görsün diye yapılan iyilik mi,

Daha pahalı,

Merhametle işlenmiş, iyilik mi,

Yahut ikisi de aynı şey mi?


Siyah ve beyaz deyip duruyoruz,

Her ışığı hapseden siyah mı?

Tonu yok mu bu meredin?

Üzerine her yazı yazılan,

Beyaz mı?

Beyazın ne kadarı yok mu?

Ya siyahın?

Ne kadar siyah ruhun,

Siyaha benziyor tamam da,

Siyah mı?

İşittiğim sözler beyazı andırıyor,

Anladım da,

Gerçekten beyaz mı?


Canımızı acıtan her şey günah mı?

Bitmemişken hikaye,

İlk gördüğümüz haliyle,

Diyeceğimiz, bileceğimiz tamam mı?

Bugün acı veren,

Yarın dolduruyorsa mutluluk pınarlarını,

İnsan acı çektiğine utanacak mı?


Çok seviyorsun, peki ne kadar çok?

Çok nefret ediyorsun, peki ne kadar çok?

Bir cetveli yok mu, şu sözünü ettiklerinin,

Günahın, sevabın, siyahın ve beyazın?


Bulutlar, benziyor ak pak bir koyuna,

Bu onu bulut olmaktan alıkoyar mı?

Gözlerin ateş gibi, çığlığın neşe,

Şairane lafları köşeye atmak gerek,

Gözlerin kahverengi,

Çığlığın çığlık işte,

Benzetilenin adı koyulmaz, benzetilene.

Bu kadar işte.


Kimin icadı bilmem, tüm bunlar,

Ancak bir eksiği var, bilginin.

Her bilge, bilge değildir birine,

Ancak her bilge bilgedir söylediklerince,

Zıtsa fikirler, öyleyse nasıl olunur bilge?


Uykulu geceler, içinden çıkılmaz fikirler,

Sorduğumu anlamaz, kalın fikirler.

Sor bakalım kendine,

İnandığın ne kadar inanç,

İnancın ne kadar inançlı.

Yine sor kendine,

Aynada gördüğün yabancıyla,

Ne zaman evvel tanıştın,

Göreceksin ki en son aynaya baktığın zaman.

Buna denir sorgulamak,

Ancak değil gerçeği.

Buna denir bilmek,

Dünyada var olmadığını,

Salt, düz, kesin gerçeğin.


Uyu.

Bu sana ancak bir rüyanın içinde,

Bir rüya gösterecek,

Halihazırda zaten uyuyorsun,

İlk defa soruyorsan eğer.


Uyan.

Bu sana, acı verecek,

Halihazırda acı çekiyorsun değil mi zaten?

Çok defa sormuşsan bunları,

Sorduysan, sormak nedir,

Onu sor kendine,

Sabırsız,

Anlaması güç bir çocuk gibi.


Güle güle...