Taşların dilinden bahsetti 

Seni severken konuştuğu

Sana bakarken oyduğu şiirlerinde

-Sesi sahlep yumuşaklığı, yanakları vanilin-



Oymuş beklenen her hazan

Oydukça eklenen, hep taşan

Kalbi bir dağ, çokça Taşhan

Yediveren pahasında

Yüksüz Hâre.



Her gözyaşı bir duvara

Nehrin yatağı nehre sorulur

Tüm çocuklar bilir,

Yarımları dinler,

Sıra sende!..

Dinle:



Lehçeleri vardı taşça bilmenin

Kimisinden pınarlar fışkırır

Kimi içinde cevher,

Varamayan sözler taş’ırdı.



Sözü duyunca kopan pâre

Kimi kâlbin gibi yerinde s'ağırdı.



Niyetimden kastedilince sevdama 

Gülden önce taşlar değdi 

Yağmursuz her saksıya

Dik yaşayadurduğum her an

Hatrıma hüzün

Yüreğime bir taş ağrısı

Gençliğimden avcuma güzyeniği düştü



Her çiçek güldü biraz bana

Ve gülü değil dikeni görünen her çiçeğe

Suyla akseden adını verdim

Taşçasını bilmezken gülcesini ner'den bilecektim.



Sakınıp kopmuş 

Nehirler akmış her taşın adıyla durdum

Ağırlığıyla kalktım kıyama.





Taşça yazıyorum şimdi, anla Hâre;

Bilmeyi istemedin; kırılmışlığı,

Taşımayı unutma.


Taşsın

Kalbinden

-Pâre pâre-





Mirza Şâmil.

Eylül/2023




.