Siyah fon perdelerden geçmeye çalışan ışığın yetersiz çabalarına yenik düşmüş loş bir odada iç çekerken buldum kendimi. Umutlarıma rağmen , bitmeyen tükmeyen azmime rağmen suya düşen hayallerim , göz yaşlarım , pişmanlıklarım , biraz da kırmızı gözlerim. Bir kadın , sorulara cevap olabilecekken hayal kırıklıklarına sebep olmuş belki de veya bir sınav çok çalışmadığım geçememişim sonuçta ikisinden de. Aşkına da kendine de içenine de içtirene de hayran bıraktıran şarap belki bir belki birkaç kadeh muhtemelen kırmızı. En küçüküğünden en büyüğüne her yaramda en çok kendi parmağımın olması belki de ara ara kanaması. Kötü veya iyi değil , yoğun duyguların sahibi belki de en korkulanı yine de en çekicisi belki de en dikkat çekeni , bence o ya da kırmızı . Dokunsam ağlayacak gibisin sen , kırmızı.