Kısa yolculuk deyince aklınıza şeritli, bir yanı ağaçlı o muhteşem yollar gelmesin, bu başka kısa yolculuk.

Şunun hiç farkına vardınız mı?

Her şeyin kısası makbul olmaya başladı bu dönemlerde (özel hayatlar hariç, biz buna ön sevişmenin uzunu makbuldür diye örnek verelim). Kısa videolar daha eğlenceli gelmeye başladı, kısa konuşmalar sanki daha samimiymiş gibi gösteriliyor çoğu zaman ve kısa yoldan zengin olmak da herkesin hayali olmuş durumda. Burada %20'lik bir alan var oraya dahil olanlar lütfen "Ben kısa yoldan zengin olmak isteyenlerden değilim." çıkıntılığı yapmasın, bazı şeyleri konuşmadan anlaşalım, size bir lafım yok. Gözü kısalıkta veya çabuklukta olmayan insanlar o kadar az ki hemen her şey olsun ve gün içinde bir dolu şey yapmış olalım diye yırtındığımız günlerimiz var. Çünkü her şey hemen olmalı, oyunlar hemen oynanmalı, yemekler hemen yenmeli ve hemen akşam olunca yatılmalı. Sabah kalkıp aynı hemen döngüsünü gerçekleştirmezsek çoğumuz işten atılıyoruz, bazılarımız arkadaşlarımızla bozuşuyoruz ve bazılarımızın köpekleri halılara işiyor... Maalesef, burnum hâlâ sızlıyor...

Her neyse.


Velhasıl ben de bütün bunların tam tersiyim zaman zaman, şimdi ne yapacağım peki?

Asıl sorum hep bu.

Ben inanılmaz hızlı biriyim mesela ama böyle olmam, bunu hep tercih edeceğim anlamına gelir mi? Sanmam, ben işlerimi sakin sakin yapmayı, konuşurken tane tane anlatmayı, yemeğimi yavaş yavaş yemeyi, oyunu tadını çıkara çıkara oynamayı tercih ederim.

Burada lafım asla, her şeyi sıkıştırmak zorunda kalan o pelerinsiz kahramanlara değil, ben bu tempoda durmak zorunda olan ve bunu gerçekleştirebilen herkese ayrı ayrı hayranım, sadece istemediğimiz zamanlarda bunu yapmayacak olamamamıza kızgınım.

Hayatın ne kadar beklediği meçhul, tadını çıkarmadan içtiğim bir kahve bile yabancı.


Öyle işte, bir süredir yazmıyor, içimi sadece konuşarak döküyordum. Geri geldim, nereye kadar buradayım bilmem ama geri geldim.