İnsanlar arasında en çok rastladığımız olaylardan biri olabilir kıskançlık. Çünkü insanın içinde hep üstün olma çabası, onun varken benim niye yok deyip imrenerek bakma isteği bulunur. Çoğu ayrılıklar da bu yüzden olur zaten. Kimi haksız yere kazanır, insanlar onu kıskanır, arkasından çekiştirir; kimi de bileğinin hakkıyla, alnının teriyle kazandığıyla kıskanılır. Yani ne yaparsanız yapın insanlar kıskanır. Biraz fazla genelleme yaptım ama öyle, her insanın içinde kıskançlık az da olsa bulunur. Kıskanma eylemi genelde elinde bulunmama ya da onda var bende yok düşüncesiyle oluşur. Kıskanan insan neler yapmaz ki? Karşıdaki kişinin yaptığı olaya çomak sokmaya çalışır ya da sokamıyorsa gidip sağda solda onu kötüler. İçinden gelir bu duygu, durup dururken ya kin beslersin ya da hiç oralı olmayıp daha iyisini yapmak için çalışırsın. Bence insan, dediğim gibi oralı olmamalı, yapılan işi kıskanmak yerine üzerine katlayarak daha da geliştirip ya da yeni bir şeyler ortaya atıp kendi yaptığını ileri sürmeli. Boşa kıskanmaya gerek yok, o da insan sen de insansın. Onun yapıp senin yapamadığın hiçbir şey yok, onun da iki eli iki gözü var, senin de var. Emeğiyle ya da bilmiyorum; illegal yollardan, hiç uğraşmadan da kazanmış olabilir ama yapmış sonuçta, yani onu kıskanmak sana düşmez; sadece yapılan işe bakıp hırslanırsan, daha iyisini yapmaya çalışırsan yapılan işin üstünü çizmeden, karalamadan yapman lazım bu işi yoksa kıskanıyor, çekemiyor diyebilir insanlar, başarılı olursun. 


Kıskançlığın fazlası da zarar. İnsan kıskanıp da eğer şiddete başvurursa -ki buna günümüzde çokça rastlanır- olaylar çok farklı bir boyuta doğru ilerler. Neyden bahsediyorum, hemen anlatayım. İlişkilerin içinde mesela kıskançlık çok varsa kısıtlama başlar ve kısıtlamalar devam ederse insan bir zaman sonra sıkılıp o kısıtlamaların dışına çıkmak isteyecektir. Tabii bunu gören, yani kıskanan taraf istediğini yapmayan kişiye, kısıtladığı kişiye şiddetle karşı çıkmaya çalışır. Ve böylelikle kıskançlık dönüşür şiddete. Bu daha çok günümüzde kadınlara uygulanmakta. Neden oraya gittin, o görüştüğün kim, ne yapıyorsun sen orada gibi sorularla çok fazla karşılaşıyorlar. Unutulmamalı, kadın da bir birey ve onun da düşünceleri, fikirleri, en önemlisi onun da bir hayatı var. Erkekler hep baskın olmak istiyor, kadını hep yönetmek istiyor. Kadın da bu olaya bir süre katlanabiliyor ve sonucunda karşı çıkmak istiyor. Erkek de bu olaya şiddetle karşılık vermeye çalışınca olaylar büyüyor ve kadına şiddet çoğalıyor. Bunların başı kıskançlıktan çıkıyor. Tabii sadece kıskançlık değil, küçücük bir nedenden de çıkıyor veya daha farklı olaylardan da çıkıyor olabilir. Şiddetin önüne geçilmesi için erkeklerin anlaması gereken şey, kadının da tek başına bir birey olduğudur. Kendi ayakları üzerinde rahatça durabilir, istediğiyle görüşebilir, istediğini yapabilir. Zaten seni seviyorsa kıskanmana gerek kalmaz, burada da güven duygusu araya girer. Erkeklerde maalesef bu olmadığı için ya da çok fazla kıskandıkları için böyle olaylar ortaya çıkıyor. Şiddet bir çözüm değildir. Oturup konuşularak da çoğu şey çözülebiliyor. Konudan biraz uzaklaşmış olabilirim ama bunlar da çoğu insanın aklının bir köşesinde bulundurması gereken önemli bilgiler. Yani öyle düşünüyorum. 


Kıskançlıkla bir yere varılamaz. Sonunda hep zararlı çıkan birileri olur. Kıskanıp da ne yapacaksın zaten, boş ver onları, önemli olan senin hayatın, kıskanmak yerine örnek al. Mesela şu an ben deneme yazıyorum, tabii kıskanan vardır demiyorum ama bunu kötüleyecek olan varsa -ki çok takmam- kötülemek yerine örnek al, sen de görüşlerini bildir, bildir ki ben de oradan bakayım neyi eksik yapmışım, neyi fazla yapmışım onu görebileyim. Bu arada kötülemek derken eleştirmekten bahsetmiyorum. Kötülemek ile eleştirmek arasında fark vardır. Eleştiri bir şeyde eksik veya fazla gördüğün şeyleri söylemektir. Kimi zaman bu kötüye yorulabilir ama yazan için çok büyük, bulunmaz bir nimettir. Çünkü tek bir pencereden değil de başka pencerelerden de bakmayı öğrenir. Bu yüzden eleştiri kötü algılanmamalıdır. Yani en azından ben öyle yapıyorum. Eleştiri alabiliyorsam demek ki bir şeyler üzerinde çabalıyorumdur. Bir şeyler yapan kişi zaten eleştiriye açık olmalı. Neyse konumuz kıskançlık, bunlara daha sonra başka denemelerde değiniriz. 


Kıskançlık dediğim gibi insanın yapamadığı şeyleri veya elinde olmayan şeyleri başkalarında gördüğü zaman ortaya çıkan duygudur. Çoğu zaman kötüdür ama kıskanarak, biraz da imrenerek iyi yerlere gelen kişiler vardır. Yapılan işe bakıp çok fazla olmasa da biraz hırslanıp kıskanmadan ortaya bir şeyler çıkaran kişiler başarılı olurlar.