1960'ların başında sosyalist bir Alman dergisinde yazmaya başlamış Ulrike Meinhof. Normal bir gazeteci hayatı yaşarken 60'larda yıllar geçtikçe radikalleşmeye ve sosyalist solun en uçlarına doğru kaymaya başladı. Baader'in 1970 yılında hapisten çıkmasının ardından Baader-Meinhof grubu veya Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) olarak da bilinen grubu kurdular. Çok kısa bir sürede isimlerini fazlasıyla duyurdular. Bunu soygunlarla, cinayetlerle duyurdular. Almanya ikiye bölünmüştü. Bir kısım, bu gruba terörist deyip yakalanmaları için ellerinden geleni yapıyorlardı. Diğer kısım ise devrimci diyordu ve destek çıkıyorlardı. Hatta bu yol uğrunda kendi canlarını feda ediyorlardı. Hani çok konuşanın icabına bakma olayı vardır ya, işte o kadar çabuk ses getirdi ki bu grup, 2 yıllık aktivistlik sürecinden sonra kurucularının tamamı olmak üzere birçoğunu gözaltına aldılar. Hatta Meinhof, Baader, Ensslin ve Mahler'in her biri farklı hapishanelerde kimseyi görmeyecekleri çok ıssız odalarda tutulup psikolojik baskıya uğruyorlardı. RAF grubunun kalan üyeleri kendi aralarında bir lider belirleyip, daha çok kişiyi aralarına alıp çeşitli aktivist hareketler düzenlediler ve sonucunda da bu dört önde gelen ismi tek bir çatı altında topladılar. Meinhof çeşitli yazılar paylaşarak, kamuya izletilen mahkemelerde ise konuşmalar yaparak insanları tekrar ve tekrar harekete geçirme çabasına girdi. Belli başlı büyük eylemler yaptılar RAF kurucularının hapisten çıkması için. (Konsolosluk binası basmak, uçak kaçırmak, iç işlerinde önemli bir konuma sahip bazı kişileri kaçırmak gibi.) Bunların hiçbiri işe yaramadı. Öncelikle Meinhof ve sonrasında diğer kurucu üyeler intihar süsü verilerek öldürüldü söylentileri hâlâ konuşuluyor. Onlar intihar mı etti yoksa intihar süsü mü verildi hâlâ bilinmiyor. Bilinen tek şey, bu kısa sürede ülkeyi çok büyük bir çalkantıya sokmaları ve hükûmeti çok zor durumda bırakmaları. Bu konuyu yanlı bir şekilde -artık hangi tarafın yanlısı olduğunu siz kendi düşüncelerinizle belirtebilirsiniz kendinize karşı- ele alan bir film izledim. Filmin adı Der Baader Meinhof Komplex. Yanlı bir şekilde ele alınsa da gerçekleşen birçok olayı idrak edebiliyorsunuz.
Köleler Özgür Olmak İsteyenlerden Nefret Ederler
Yayınlandı
umutulas
2021-09-03T21:51:07+03:00Rosa Luxemburg gibi... Tarih tekerrür etmişe benziyor. Ulrike'nin durumu, bir bakıma liberal demokrasinin sınırlarını da gösteriyor. Serbestlik ile özgürlük arasındaki gerilim, kapitalist sistemi üreten ve yeniden üreten özel mülkiyete dokunmak göze alındığında daha da belirgin hâle geliyor.
Evet, istediğin kıyafeti giyebilir, istediğin müziği dinleyebilir ve saçını istediğin renge boyayabilirsin. Ama sakın ha, özel mülkiyete dokunma ve mümkünse örgütlenmeye de çalışma.