kaç yaşındayım bilmiyorum, küçüğüm. yeni taşınmışız bu eve. eve bak. biri ölmüş biz taşınmadan evde. biri öldürmüş yani öleni. ondan duymuştum ilk. bizim karşı komşu. "siz taşınmadan cinayet oldu bu evde" diyor. annem vah çekiyor. komşu çok güzeldi, yeşilçamdakiler gibi. görünce bi' şeyler oluyordu, ama çocuğum, ne olduğunu bilmiyorum. biri ölmüş bu evde, ölmek neyse de biri öldürmüş. hangi oda acaba falan diye düşünüyorum ilk taşındığımız zamanlar. sonra büyüyorum. komşu büyümüyor. e komşudur, büyümez. büyüyünce anlıyorum onu görünce bana ne olduğunu. neyse, alışverişe giderken yolda görüyorum ben bunu bi' ara. bi' adamla tartışıyor. adam dediysem erkek işte. cinsiyeti bu. çekiştirmeye başlayınca onlara doğru yürüdüm, komşu gördü beni. erkek görmedi. itti erkeği. gözleriyle bana git dedi. gittim, ne bok varsa. alışverişten döndüm, balkonda komşu. bende anahtar yok. yani var da yok işte o ara. çaldım kapısını, poşetler dursun dedim. içeride buldum kendimi. ayaklarımın ağırlaştığını hatırlıyorum. terledim falan. dedim ya o büyümemiş. anlamış bi' de. orasını burasını sürtüyor bana, dalga geçiyor. ben, çok ben değilim o ara. nasıl olduysa bizim evdeki cinayeti anlatıyor bi' ara. adam karısını vurmuş. çocuklardan teki aşağı salmış kendini, kız olandan kimsenin haberi yok. diğer oğlan buralarda, içmediği bok kalmamış. neyse, bu aldı beni, ben de saldım tabii. ikinci gidişimde o işi de yaptık. yattık yani. üç beş ay sürdü böyle. âşık olmuşum, kulaklarım yanıyor yani, hani derler ya kalbim yerinden çıkacakmış gibi, öyle. üç beş ay sürdü bu böyle. sonra bi' gün yine git dedi. tek kelime konuşmadım ben yine, gittim. birkaç gün sonra duydum, ölmüş. sokaktaki kocasıymış, daha boşanamamış. ben evde yokum, cananın katilini vurmuşum, içerideyim. babam, annemi vurmuş. mutfakta vurmuş. bıçakla. bak, o duvarda. çocukların teki aşağı salmış kendini, biliyorsun gerisini. babam kendini vurmuş. ben beceremedim. ölmek neyse de bir daha öldürmek... şimdi kaç yaşındayım bilmiyorum.