“Karanlıkta ölüp aydınlığa gidenlere

Bize karanlığı gösterenlere.

Madencilere.”



Ateş ve su

Bulut ve ihtişam

Veremli bir ülkede

Kral çıplak ve cüzzam.


Sayılar size neler anlatır efendiler

Doldurduğunuz kasalarınızdan başka.

Bond çantalarınızda vadesi gelen senetler

Talan edilmesi muhtemel ağaçlar

Ve ziyan hayatlardan başka

Sayılar size neler anlatır?


301 katıksız bir sayı değildir mesela.

18 küçük bir sayı olarak telakki edilemez

İnsan hayatı mevzubahis olunca.


İnsan hayatı mevzubahis olunca;

Okula gidememiş bir erkek evladı,

Kızını okutmaya çalışan bir adam,

Hiç olmazsa adını koyalım diye

Nişan yüzüğü parası için madene inen genç,

O genci bekleyen koca yürekli,

Ufak cüsseli köylü bir kız,

Ana karnında acıyı iliklerine kadar

Ama hakikaten iliklerine kadar yaşayan bir bebek,

Kararmış taşlar içinde çalışan oğlu için üzgün

Kararmış dört duvar arasındaki şizofren bir anne,

Kalkınma planlarını aylık yapan

Bu ay boya-badanayla

Ve gelecek ay odun-kömürle

Beli bükülecek olan,

Akşamları eve geldiği zamanlardaki temiz havayı

Yalnızca büyütmeyi umduğu çocukları için teneffüs eden bir baba,

Erken yaşta evlenen ve

Emekliliğine iki yıl kalmış

Devlet büyüklerinin duacısı bir dede

Dedesinin izinden madenlere inen

Yüzünü karalara boyayan bir torun…

Baretlerindeki numaralarla,

Morglardaki ceset fişleriyle,

Gazetelerdeki şehit sayılarıyla,

Yetkili seçilmişlerin telaffuz ettiği

“301 cenaze ile kapatacağız inşallah”larla

Anlaşılamaz.


Evet!

Ben büyüdüm.

Toplu ölümler yaşayarak,

Ardımda yetimler, dullar, açlar bırakarak,

Orta Doğu'da,

Benden habersiz bir yaprağın bile

Kıpırdamasına izin vermeyerek,

Allah'a sığınarak ve fakat

Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş

Şarkısını bile anımsamayarak,

İşlediğim her cinayette bir kere daha

Allah'a sığınarak,

Her akşam televizyonlarda

Akıllı papağanlar bularak kendime

Daha büyük ve daha yeni bir Benʼden bahsettirerek.


Ben büyüdüm.

Ben yenilendim.

Ve işçi kardeşim

Kibirli adamlar kanını emerken senin

Ben seni hiç düşünmedim.