Yaklaşık bir senedir hayatımızda olan virüs, bize ve tüm insanlığa toplumsal sarsılışlar ve kültürel kopmalar yaşatacak. Vakayı önlemeye yönelik alınan tedbirler de bir o kadar aile içi sorunlar ortaya çıkaracak. Aile içinde artan "bireyci" tavrın toplumsal yansımaları sert olacak.

Eskiden atları daha hırçın ama bir o kadar da güçlü olması adına karanlık alanlara kapatırlardı. Bu dar, karanlık alan atlarda kapana kısılma hissi uyandırır ve fiziksel zarar göreceği korkusu yaşatırdı. Salındığı zaman güdüsel olarak daha hırçın olurlardı. Sanırım kapitalizm, yeni bir dizayn, yeni bir pazar için hepimizi tıpkı atlar gibi kendi karanlığımıza hapsetti. Hepimizin içinde yükselen özgürleşme güdüsü (fikri değil çünkü daha çok hayvani şeyler barındırıyor) genelde bireyci hayallerle süslendi. Herkes kendi başına bir şeyler yapabilmenin hayalinde.


Artık ölümlere önem vermiyoruz ve hatta artık yaşayanlara da tahammülümüz yok. Pek çoğumuz insan nüfusunun dünyaya fazla gelişinden yakınarak, ölümlere perde arkasından gülüyoruz da hatta. Küçük bir adada yaşam savaşı verir gibiyiz. Fakat, bence ölen daha şanlı çünkü yaşayanlar hem ne kazanacağını hem de neler kaybettiğini bilmiyorlar. Evet, insanlıktan zaten çıkmak üzereydik şimdi ise birer hayvan gibi tıkıldığımız kafeslerden koşullu olarak çıkma zamanlarını kolluyoruz.


"Normalleşme!"

İşte yeninin normalleşmesi tam da böyle olacak. Sistem zaten buna dair altyapıyı hazır ediyor, getirler götürler bunun bir parçası hatta Microsoft'un Mesh projesine bir nevi 'oturduğun yerden istediğin yerde olma' projesi de denilebilir. Ultra zenginlerde ise durum biraz daha farklı olacak. Sistem her zaman olduğu gibi onları yine kayıracak, bu aslında Hitler'in Üstün Irk projesi benzeri bir bilimsel(!) çalışma. Çünkü Hitler'e göre de yaptığı şey bilimseldi. Mesela Musk'ın Uzay Kolonisi veya The Gateway Vakfının Uzay Oteli projesi, o üstün ırk, seçilmiş zenginler için iyi bir kaçış imkanı olabilecektir. Sanırım faşizm artık silahlardan ziyade bir avuç seçilmişin yaşamı için bütün bir insanlığı yok edebilecek bilimsel projeleri var eden bilim insanlarını kullanıyor. Elbette karşıt tavırlar sergilemek isteyen bilim insanları da vardır ama şüphesiz ki bu onlar için istemekten öteye gidemeyecektir.


Kötülüğün üzerine gitmiyorsak, iyi olmak avunmaktan başka bir şey değildir.


Evet, işinize gelirse!

Bunun adı aslında normalleşme değil, kontrollü özgürleşmedir. Zaman, küresel sermayeye hükmedenlerin aygıtı haline gelmişçesine işleyecek artık. Bizi hem onların yarattığı koşullara tabi tutacak hem de yine çare sunucu olarak onları efendi kılacak. Tarih onları zalim ve kurtarıcı olarak yazacak. Çünkü artık kurtarıcı içimizden çıkmayacak, zira içsel çürümenin kurtarıcılığı olmamıştır, olmayacak.