Yayımlandığı hemen her ülkede sansürle karşılanan ve en çok eleştiri toplayan eser; cinsellik, aşk ve evlilik üçgenindeki felsefeyi okuyucuya sunar. Tolstoy'un farklı bir yönünü gösteren romanda "Evlilik kurumu nasıldır?", "Cinsellikte aşkın yeri nedir?" gibi sorulara cevap aranır.

"Ve bugün de bize; kadına saygı duyduklarını söyleyip duruyorlar. Kimi yerini veriyor, düşürdüğü mendilini alıyor, kimileri de devletin işlerinde yer almasını, devlet idaresine katılmasını savunuyor. Bütün bunlar yapılıyor fakat kadına ilişkin asıl görüş ve anlayış eskiden nasılsa öyle kalmış durumda: Kadın hala bir zevk ve haz aracıdır. Kadının gördüğü davranışın kölelikten hiçbir farkı yoktur. Kadının köleliği erkeğin onu devamlı bir zevk aleti yapmak istemesinin ve bunda kötü bir yan bulmamalarından ileri gelir. Ve böyle özgürleştiriliyor kadın; onlara erkekle her çeşit hakkı eşit olarak tanıyorlar ama gene de bir zevk aracı olarak kabul ettikleri için onu çocukluğundan beri böyle eğitiyorlar."

"Romanlarda kahramanların duyguları tüm inceliğiyle tasvir olunur; geldikleri, yürüdükleri ormanlar, konular, yollar uzun uzadıya anlatılır da... Bunların bir genç kıza karşı olan aşklarını anlatmaya sıra geldi mi bu ilginç kahramanları daha önce neler yaptıklarından, malum evlere girip çıkışından, hizmetçi kızlardan, aşçı kadınlardan ya da başkalarının karılarından tek söz edilmez. Bu tipte bazı uygunsuz romanlar varsa da, bu eserler bu bilgilere en çok ihtiyacı olanların, yani genç kızların eline verilmez. Herkes kendini aldattığı gibi genç kızları da aldatır. Onlardan şehitlerimizin, hatta köylerimizin yarısını istila etmiş olan fuhuşun ve ahlaksızlığın varlığı saklanır."

"Kavga dedim ama bu bir kavga değildi. Şehvet arzularının tatmininden sonra aşkımız sona ermiş, tükenmiş, biz de gerçek ilişkimizle karşı karşıya kalmıştık. Yani birbirinden zevk sağlamaya bakan iki bencil. Kavga dediğimiz şey şehvetin sönerek gerçek duyguların baş göstermesiydi."