Elindeki küçük kuklan,

Büyüyor ve uzuyor.

Senin gibi etkilenip

Şeklini alıyor.

Bazen hayret ediyor,

Bazen de sadece üzülüyor ve ağlıyor.

Ama senin aksine,

Küçük kuklan hiçbir zaman

Bir başkasının parçalarına elini sürmedi

Böyle olduğun için üzülüyorum bahanesinin arkasına sığınarak.

Acımadı onlara.

Onları, onlar oldukları için sevdi.

Kabul etti ve sevdi.

Dile kolay onca zaman,

Onca hafta, ay ve yıldan sonra

Küçük kuklan artık kuklan olmaktan sıkıldı.

Küçük kuklan ilk defa, en az diğer kukla kadar, değerli hissetmek istediğini söyledi sana.

Eşit davrandığını iddia etse de Geppetto,

Dışarıdan bakan herkes görürdü aralarındaki görünmez bağın

Nasıl da yabani otlarla kaplanmış olduğunu

Ve o bağın üstünden geçen onlarca, binlerce kargayı.

Böylece düşünmeye başladı küçük kukla.

Kaç mevsim daha geçmesi gerekiyordu diğer kukla gibi olabilmek için

Veyahut kaç yılı vardı önünde geriye kalan?

Dile kolay onca zaman,

Onca hafta, ay ve yıldan sonra

Küçük kukla, mücadele etmek için, içinde sakladığı bütün azmi kaybetmeye başladı.

Uyuyor, uyanıyor ve gözlerini açıyordu 

Fakat gözlerinin arkasındaki her şey silik silikti.

Küçük kukla böyle zamanlarda zor da olsa anılarına sarılmaya çalışsa dahi,

Bir süre sonra anıları da ona ihanet edince büsbütün açmaz oldu gözlerini.

Geppetto ona gözlerini açması için yalvardı.

Üzüldüğünü söyledi,

Parçalarını değiştirebileceğini. 

Dile kolay onca zaman,

Onca hafta, ay ve yıl sonra bile konu kendisiydi.

Kendi üzüntüsü,

Kendi hayal kırıklığı,

Çok belliydi küçük kuklasının böyle olacağını kestiremediği.

Dile kolay onca zaman,

Onca hafta, ay ve yıl...

Geldi, geçti ve öylece gitti.