İnsan tek başına yaşayabilen bir varlık değildir. Sürekli bir etkileşim içindedir. Bu etkileşimleri incelediğimizde temelinin 'dil' olduğunu görürüz. Dil, karşı taraf ile etkileşim içerisine girmemizi sağlayan temel bir aktarım biçimidir. Dil ile birlikte duygu, düşünce, bilgiyi iletiriz. İşte bu da iletişimdir.

İletişim kavramı Latince “Communicato” yani “Katılma” anlamındadır. İletişim her türlü toplumsal ortamda karşımıza çıkar ve toplumdan topluma hatta kültürden kültüre bile değişkenlik gösterir. John Fisk'e göre de iletişim, “İletiler aracılığı ile kurulan toplumsal bir etkileşimdir.”

Türk toplumunun yapısına bakacak olursak, ulusal dilimiz Türkçedir. Türkiye'nin dört bir yanında farklı bir çok ağız olsa da anadilimiz olan Türkçe sabittir. Ancak yaşanılan toplumun tarzına, kültürel durumuna hatta eğitimine göre bile dilin değişebileceğini gözlemleyebiliriz.

Örneğin, Karadeniz Bölgesi dendiğinde çoğumuz orada konuşulan dilin biraz farklı olduğunu bilir ve akla hemen belli başlı kelimeler gelir. “Oy, uşağum, gideyrum, haçen” gibi.

Biraz Doğu tarafına gittiğimizde ise orada da farklı bir ağzın konuşulduğunu görürüz. “Biliyem, bilmiyem”gibi. Her yörenin kendine has olan ağzı bazen yabancı kültürden birinin iletişimde zorlanması durumunu ortaya çıkarabilir.

Sadece yöreye özgü bir farklılık değil bu. Mekana göre bile değişebilir. Köyde yaşayan bir kadın ile şehirde doğup büyüyen bir kadının anadili aynı bile olsa ağzı farklıdır. Bu dil farklılığı eğitim seviyesi ile de doğru orantılıdır. İlkokul mezunu bir mavi yakalı ile Profesör olmuş biri de aynı ağzı konuşmaz. O yüzden dilin doğru kullanılması ve aktif bir iletişimde eğitimin de çok büyük bir payı vardır.

Bazen bazı durumlarda yöresel bir ağzın varsa bile bulunduğun ortamdan dolayı anadilini düzgün kullanmak zorunda bırakılırsın. Çalıştığın herhangi bir yerde, kamusal bir alanda, sosyal statüsü nedeniyle senden yüksek biriyle iletişime geçerken ya da birini etkilemek istediğinde...

Bir Müşteri Hizmetlerinde çalışıyorsan düzgün bir Türkçe ile konuşman beklenir. Ya da sosyal statü nedeniyle de biriyle iletişime geçtiğinde konuşmanı düzenlersin.

Yazma dili bize İlkokulda öğretilen gibi herkesle aynı olmasına rağmen konuşma dili yöresel, bölgesel hatta yaşanılan yer ve olay neticesinde bile değiştirilebilir. Bir insanın konuşma diline göre onun yaşantısı ile ilgili bir kaç varsayımda bulunabilmemiz mümkündür. İşte İletişim Sosyolojisi denilen kavram da bu şekilde ''Alt Metin Okuması'' yapabilir, görünmeyenin ardındakini bu şekilde görüntüleyebilir.