Anlatması zor

İnce şeyler vardı canım

Akdeniz'in kum zambakları gibi

Söylemekten vazgeçtiğim

Bir tas çorbaya bir tutam tuz atmak gibi

Bin yıllardır dikili duran bir Venedik sütunu gibi

Sana yaslanmak

Ve varlığına şükretmek gibi mesela

Koca bir manastır gibi

Sadece yıllara değil gelen geçen her şeye ve herkese

Meydan okumak gerekirdi sonra

Yürekli olmak yetmezdi

İnce şeyler de vardı

Akdeniz'in kum zambakları gibi

Her gün bir kök azalan

Bir özür ve bir çiçekle affolmayan

Hissettirmek gerekirdi

Doğrulamayan birine

Kadın erkek çocuk yaşlı sevildiğini

Sevgin inancımın baş tacıydı

Bunları bilmenin iyi gelmesi gibi

İnce şeyler de vardı canım

Akdeniz'in kum zambakları gibi

Üzerine basmamak için

Tabanlarımda kırk derece sıcağı hissederken ben

Acının ikiye bölündüğünü bilmen gerekirdi

Atom gibi parçalardın yalnızlığımı

Sen iyi gelirdin

Gözlerin iyi gelirdi

İşçi ellerin 

Nasırlarıyla 

İyi gelirdi işte


Poulenc'in ezgilerinden başlamalısın belki de

Romanlar okumalı gözlerin

Bilmediklerini öğrenmelisin onlardan

Sorarsan birkaç isim veririm

Benim şiirlerimi okusaydın eğer

İnce şeyler bir ihtimal

Yavaş yavaş da olsa 

Sızardı içine

Dünyan değişirdi

Nefesin ince ince

Sevgin ince ince

Kum zambakları gibi

Yaz sonu beyaz çiçekler açardım

Senin için