Bu saatte açık yara da bulmazsın yani içinde.

O değil şimdi gereksiz bir sürü şey alıp

çıkamam da bu işin içinden.

Göz kapaklarıma incecik bir uyku örtmeyi yine unuttum.

Üşümüş gözlerime

sıcak bir günaydının kalmış mıdır diye

bu gece kaç kere demlenir?

Buz gibi de olsa bir yudum içilir hani de

o kupa artık mutfakta değil.

Zaten çatlamıştı,

kararmıştı dibi değil mi?

Bir bitişte üzerime döktüm seni

Beni de astığın ipte kurudu

giydiğim eskilerin.

Kupa da balkonda artık.

İçine ektiğim hercai menekşe çiçeği,

ya da sözde kırk yıl hatırlı kahvelerin üzerine

gömdüklerim mi demeli?