Ne zaman ki bir kadın acı çekiyor

Bulutları kirpiğinde taşıyorsa

Hüznünü bastırmak için ıslık çaldığını duyarım.


Kanatları, hayatın göçebe mutlulukları altında

İncinip bir duvara çarptığında

Yarasına üflemek yerine, ıslık çaldığını duyarım.


Kucağını dünyaya kapatıp

Kendi yalnızlığına sarıldığında

Ve orada masum bir çocukla karşılaştığında

Islık çaldığını duyarım.


Herkesin akşam ezanıyla çekildiği bu sahneden

Bir kadın kalır geriye

Akşamüstü park gezintisinden.

Uzanır seyreder gökyüzünü

Gözüne sevinç, içine keder dolunca

Dudağından çıkıp

Yüreğine kurşun gibi saplanan

Bir ıslık çaldığını duyarım.


Pedalını çevirirken gözyaşının

Ve içi mezar yığınlarına döndüyse

Bir mavi kelebek gelir konar göğsüne

Islıkla beraber

Kelebeğin de ağladığını duyarım...