Bir kuyunun azizliği bir sıcağı söndüremezdi belki de
Gençlikte ancak uyuşuk bir pınardan su içerdin
Ortancalar açıyor bu sıkışıklığın kıyısında
Bir salkımın son duası 'kuruma pınar' olacak
Gümüş lekelerin ağrısı yolu uzatıyor gittikçe
Kim nasıl bir ev inşa edebilir uzaklardan gelip
Ancak sakladıkça görünür olacak yüreğinde ıstıraplı bir sevi
Şimdi ellerin açılır göğüme bir orkideyle ortadoğudan
Babalar uzun zamandır ağlamıyor hiçbir şeye
Ve yüzün iknadan daha eski
Ve sırtın kim bilir kimin evi
Şaraptan aşktan ve aşktan tekrar aşktan
Kübist bir acıyla genişliyor evren
Yüz kere baştan başlamalı her şeye
Uğursuz bir bıçakla ikiye bölünmeden önce
Saçların akıyor şelaleden oluklara
Saçların dokuz kere beyazlıyor avuçlarımda
Köpürüyor yalnızlık
Köpürüyor hırsla
Ben bir kancayım belki de
Ben bir yutağım parmaklıklar ardında
Şimdi ezberleyeceksin yokuşu başka yolu yok
Şimdi sardunyalardan bir künye çizeceksin boynuna
Kanla bileyeceksin pınarı
Ve son kez kuruma pınar diyeceksin.