kağıt gemiler yüzüyor avuç içi kadar gölde

iki suyun bir araya geldiğini bilmeyenler

şaşıp bakacaklar sevgilim

bir yerlerde akdeniz gecesiyiz

başka bir yerde gerçekten evliyiz

tonun dışındayız artık

ne tuvaldeyiz ne afili bir varoluş

ne de kimse görmez gözler sakladık

öze çalan ve sözden kurtulmuş

 

benim dünyam diyorum örneğin

bir gazete kupürüne sığabilir

ağzımızda hicaz makamından bir dua

topu topu toplasan dört kişiyiz

siyah beyaz resim ve üstünde kalın puntoyla

mermer yazısı gibi yazabilir ömür dediğin

bir annenin kitapları arasına saklanır

durduğu satırı gösterebiliriz

 

çocukluğumun patlak verdiği yerden

kahrolurken iki büklüm dağarcık

kelam olmadan da anlaşabiliriz

balık değmemiş çaylarda

köy evlerinde ve tütsülenmiş sokaklarda

kalbimizden harcayabiliriz

belki de sevgilim biz hakikaten

başka bir yerde gerçekten evliyiz

 

yarı geceyi gemici fenerleri aydınlatıyor

evden uzağız, haziran sıcağına sığınmış

belki de sevgilim biz hakikaten

bir yerlerde akdeniz gecesiyiz

ilk yıldıza uzak, alaca karaya yakın

kollarımızla limanları okşamaktayız

kapısını kapatan istasyonlar utansın

 

kafa derimi soyup geçen alık rüzgar

balkon demirlerine yaslanmış mabedimiz

dört duvarla mühürlenmiş o ulu çınar

gümüş bir suya bulanır bulanır kanımız

ve bahar gelirken nergis mezarlığına

ardıç kuşlarını ıslıklarla kovalarız