Ben hiçbir şey anlamıyorum bu adı insan olan ama sevmeyi, değer vermeyi, kıymet bilmeyi bilmeyenleri. Ne kadar çok çırpınıyorum onlar için, ne kadar çok çırpalıyorum iyiliklerimin bitmemesi için. Beni atıyorlar bir kuyuya, "çıkma sen oradan o kuyu sana ait, bizimle olamazsın" diyorlar. Kuyuya atıyorlar ama onlar bir kuyuya düştüklerinde ben hep el uzatıyorum onlara. Çünkü onlar beni ne kadar kuyuya atarlarsa atsınlar ben gerçek insan olduğum için vazgeçemiyorum, el uzatıyorum en ufak bir düşüşlerinde. Aynı şeyler onlar için geçerli olmuyor tabii. Onlar bana el uzatmıyorlar, düştükçe düşüyorum. Sanki bir kuyu var ama o kuyununda sonu yok, düştükçe düşüyorsun, sonsuza açılan bir kuyu...

Üzülüyorum böyle değerimin bilinmemesine, tuttuğum ellerin beni tutmamasına. O sonsuz kuyuya bir atılış ile sonsuzluğa tek başıma yol alıyorum, böyle olsun, değerim bilinmesin, ben insan kalabileyim o bana yeter, yalnızlığımı da alır giderim bu dünyadan.