BİRİNCİ PERDE
SAHNE 1
(ruhu yankılanıyordu gecenin ışıksız, eşsiz karanlığında. çarmıh baştan düzenleniyordu. sağanak halinde esen rüzgar hasreti büyütüyordu. kimliği belirsiz bir adam kimliğini arıyordu.)
kimsesizliğimi görmesinler diye
söndürdüm bütün ışıkları
ağır ve ağrılıdır adımlarım
hayatıma eşlik eden şarkının
tınısını anımsayamadım
oysa benim de hayatımın bir şarkısı vardı
-herkesin olduğu gibi-
nasıl bu kadar kendime yabancılaştım?
fanusumdan dökülen manolyalarım,
ölü doğan;
ama,
yaşamaya çalışan:
bedenim,
bende koca bir yüktür.
ellerinde istikbal
gölgende gecenin hüznü
köy akşamlarını hatırlatan soba kokusu
annemin suskunluğu
çayırların manidar bakışları
erken büyümek zorunda kalan çocukluğum
tüm bunlar şimdi bana ne kadar da uzak geliyor,
sanki hiç benim olmamış gibi.
asılı kalmış anılarım;
hayatımın,
penceresi olmayan perdelerinde.
avucumdaki eksiklik
düşen yapraklar gibi
bir rüzgarın ilahisiyle savrulmaktan başka çaresi yok
SAHNE 2
(şimdi her şey susmuştu. gece bile konuşmuyordu. yalnız olduğu için düşünceleri olduğundan daha ağır geliyordu. bir şeylerin özlemini çekiyordu ama neyi özlediğini o da bilmiyordu.)
özlemek
özlenen şeyi geri getirmeyecekse
niye umut veriyor uçan kuşlar
kambur yüreğim,
özlemi öldür!
mezarlığına geç kalma,
dalında kuruyan hasret çiçekleri.
hançerlerimde mihenk ve
kendime ihanet
halvetlerde şüphesiz kronik müphem
içimde,
beni öldürmek isteyen biri var.
kendimi kendimden korumak için yazıyorum
ölümü öldür!
benim
manifestom yok olmaktır
zakkum kıvranırken gövdesinde
hiç kimsenin göremeyeceği
sicim sicim
gözyaşları döker yarınlarım.
yaşanmayanlar ve yaşanamayacaklar
artık benim zihnimi meşgul etmesin
tanrım!
affını benden esirgeme,
sen de unut bütün olanları.
bütün beyaz sayfalar biraz yanık
ve siyah kan damlaları birikmiş
adımı eski bir türküde aradım
bu senaryonun ve göğün
bana mavilik borcu var
çünkü istemeden yarattım,
üstüme yapışan karartıyı.
İKİNCİ PERDE
SAHNE 1
(yağan yağmurdan hissizliğin de bir his olduğunu anlayacaktı.)
yüreğinin yanında
hiçbir kelimenin hükmü yoktur
ve şu sessizlik
tanrıyı anlamama yardımcı oluyor
şimdi yağan yağmurla birlikte
ellerimden
kursaklarıma kadar
hazin doluyorum
ey inkisar ruhumun sevgilisi
zifiri ve zahiri
gayya!
senin için yeni intiharlar topluyorum
İsa'nın boynu kırılmış bahçesinde
viva la muerte*
isyana yaltaklanan
huzuru hâlâ mağarasında
arayan
varlığı kanıtlanmamış
ruhum
bedenimi yırtıp
kaybolmak istiyor şafak kızıllığının ardında
bir yağmur damlasına eşitlenmek
ağustos bulutlarına karışmak gibi biraz.
tüm bunları düşlerken,
hayat;
ağıtlarla güç bulmak kadar tezat,
şu varlığımı varlığına kat
mukaddes ölüm
SAHNE 2
(geçen saatin bir önemi yoktur inancın ya da kimliğin yoksa. günleri bilmiyordu. kış yeniden gelmişti.)
ah bir cesaret!
benim gözde sevgilime ulaşmam için.
son bir kızıllık lazım,
kanımdan kanımı değiştirecek.
şimdi bütün gülleri tüketiyorum
ırak olunca çorak bozkırlar
bu lazım olan siyahlığı
kendimden söküp
yeni ayetleri beklemeden
göz çeperlerime armağan etmek istiyorum
tam göğsüme sığdırdığım silah
tutukluk yapar
kırılırsa şayet
belki adımı hatırlarım
ve doğmuş olmak
bir annenin gözyaşlarından
bana
mevsimlerin sonunu anımsatır
ne yazık
utanç verici varlığım
hem yok olmayı dileyip
hem de
avucunda kar tanesini ısıtmak istiyor
belki biraz nefes
(şahsi tiyatromda depresif bir hastayım.)
Emir Benlioğlu
2021-11-01T10:40:38+03:00Ceren çok teşekkür ederim beni çok mutlu ettin. kısmi de olsa bir şeyleri yansıtabilmişim ki hissetmişsin. şiiri yazarken 2 şey vardı aklımda faust ve Van gogh. en mutsuz anlarımız da bile ufak da olsa, farkında bile olmasak da umut kırıntıları vardır içimizde. bunu yansıtmak istedim biraz. bir de bir sona bağlamak istemedim. teşekkür ederim değerli yorumun için.
Emir Benlioğlu
2021-11-01T10:36:04+03:00Poyraz kardeşim şiirimi okuyup yorum yapma nezaketinde bulunduğun için minnet duyuyorum. şiirimde fazla imge bulunmamasına dikkat ettim. daha açık, daha duygulara hitap eden bir şiir olmasını istedim. benim için artık ölü bir şiir olsa da hala yaşadığına inanmaya çalıştığım için böyle bir sonu oldu. şiir de eksiklik olduğu şüphesiz doğru ben de duygularımı tam olarak bir kalıba, şekle sokamadığımın farkındayım. istediğim gibi olmadı. teşekkürler