Herkese selam. Bu yazımda Dante Gabriel Rossetti’nin Leydi Lilith isimli eserinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle kısaca bu eserin ressamından konuşalım.


Rossetti, 1828’de Londra’da doğdu. Şair, ressam, çizer ve tercümandı. Ailesi ve arkadaşları ona Gabriel diyordu fakat yayımlarında kendine Dante Alighieri'nin şerefine Dante adını koydu. Başka kaynaklarda ise babası Dante’yi çok sevdiği için ona bu adı koyduğu yazıyordu. Rossetti kendini “kendine hakim, net, tutkulu ve karizmatik” ve aynı zamanda “ateşli, şairane ve beceriksiz” olarak tanımlanmaktaydı. Rossetti hem kardeşleri gibi şair olmayı hem de Ortaçağ İtalyan sanatına ilgi gösteren bir ressam olmayı istedi. İtalyan fresklerindeki gibi boyayı ıslak ve beyaz zemin üzerine canlı bir şekilde uyguladığı ayrıntılı çalışmalar yaptı. Bu, renklerin özellikle daha canlı görünmesini sağlayan bir etki sağlamıştı. Dinsel, edebi ve mitolojik öyküleri betimleyen resimleri pek çok genç sanatçıya esin kaynağı oldu. 


Peki Lilith kimdir? Bir çok Musevi din kaynağında Adem’in ilk eşinin Lilith olduğuna inanılır. İbranilerin mitolojisine göre Lilith ve Adem aynı anda yaratılmıştır ve Lilith kendisinin Adem’le eşit olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden Adem’le birlikte olmayı reddeder. Adem ısrar ettiğindeyse büyü yaparak ondan kaçar. Melekler geri getirmek için onu bulur ama o Kızıldeniz ile birlikteliğinden yüzlerce çocuk yapmıştır. Eğer Lilith geri dönmezse melekler her gün bir çocuğunu öldüreceğini söyler. Bunun üzerine Lilith, Adem ve Havva’nın soyundan gelen çocukları öldürmeye başlar. Lilith Gılgamış Destanı’nda karanlığa hizmet eden kötü kadın olarak geçer. Sümer, Babil ve Pers mitolojisinde ise vampir, baykuş ve yılan olarak tasvir edilmiştir. Eşitsizliğe baş kaldıran kadınların kötü bilinişi sadece bu zamana ait değilmiş :)


Esere bakacak olursak, sevdiceği Alice Wilding’in fiziksel çekiciliğinden etkilenen Rossetti, Alice'in yüz hatlarında hem erdemi hem de ahlaksızlığı ifade etme yeteneğini gördü. Resimde saçlarını tarayan, omuzlarını açığa çıkaran ve 19. yüzyıl güzeli olarak baştan çıkarıcı bir kadın(femme fatale) tasvir etti. Rossetti, Alice'in her özelliğinin güzel, sakin, yumuşak, mistik bir dinginlikle dolu olduğunu ve bazı kavramlarına takdire şayan bir şekilde uyan sevimli bir yüze sahip olduğunu anlatmıştır. Ona göre bu eser “vücut güzelliğini” temsil ediyordu. Odak noktası güzel Lilith olsa da resim darmadağın ve derinliği olmayan bir alana sahiptir. Arka plandaki ayna, mekanın ne kadar gerçek dışı ve tuhaf olduğunu gösteriyor ve hem odadaki mumların yansımasını hem de dış doğa manzarasını göstermektedir. Lilith'in güzelliğine hayran bakan beyaz güller aşkı sembolize etmektedir. Rossetti'nin asistanı Dunn'a göre beyaz güller Danimarka Tepesi'ndeki John Ruskin'in bahçesinden büyük sepetlere toplandı ve stüdyoya getirildi. Sağ alt köşedeki kırmızı haşhaş, uykuyu ve unutkanlığı sembolize eder ve Lilith'in uyuşuk doğasını gösterebilir. Rossetti ayrıca Lilith'in özelliklerini vurgulayarak resme feminist bir boyut kattı. Güçlü, tehditkar ve erkek egemenliğine karşı direnişi resmetti. Çerçevesine Rossetti tarafından iliştirilmiş bir etikette Shelley tarafından çevrildiği şekliyle Goethe'nin Faust'undan bir mısra vardır:


"Sarı saçlarına dikkat et çünkü buklelerinin büyüsü bütün kadınlardan üstündür ve onları genç bir adamın boynuna doladığında onu bir daha asla özgür bırakmayacaktır."


Bu eser şu anda Delaware Art Museum’da sergilenmektedir. 1867 tarihli sulu boyayla yapılmış büyük bir kopyası Metropolitan Museum of Art'ta sergilenmektedir. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.