Dilimin ucu varamıyor bu zavallı tarife

Bir tarif: âmâlığı kaba bir kisve gibi giymiş memleket 

Dönüp bakınca da göremiyor bir selamet ileriden  

Yalnız tehlikeli çanlar çalıyor artık kiliselerden


Var burada açlar ve işte babaları göçmüş kuşların

Bir mehtaba kolluk güçleri mermiler sıkmış

Serkeşler burada yüzlerine içmişler şarapları

Devletler el koymuş ah o yurtsuzların baharlarına


Çocuklar filizleniyor dünyamızda ve karı-kocalar

Çocuklar, gözlerini Batı'da açan ve yine yuman

Elbet bir Doğu mezarlığının yanı başında

Ve bizler, Dersaadet'i onca gözle seyredip 

Kendini bulanlar ecnebi ülkelerin kucaklarında


Ya susarsa bizim şairler, susarsa bildiğimiz romanlar

Yaşasalar ölürler mi, sokağımda kimliksiz yatanlar

Hangi gayretle maddeye değil toprağa döneceğiz paşam?

Tüttürsem vakitsizce bir şiir, diklenircesine sorsam

Hangi zaman sıkacak dişini değil de yumruğunu vatan?


Ya neyi saklıyorum bana çiğ süt emdiren anamdan?

Yok mu yarama sokulan bir derman, suratımı kapatan

Suratımı, mahzun bir türküyle dahi şenlenen yanımı

Gün düştüğünde yaktığıyla kalsa uzaktaki karanlığı

Nikahsız bir kızla oğlan, geçse sevdanın tuzağından


Yakınlarda var mı acısından kör bir kuytuda sızan?

Tutunmuş muyum ben vuslatın ve cennetin ayaklarından?

Hiç görülmüş müdür kaçabildiğimiz cereyan-ı ruhtan?

Mahmur ve mecnunum, ne olur uyandırın beni bu kabustan.