Öğleye doğru uyandığımda kendimi oldukça iyi hissediyordum. İşe gitmeden önce bilgisayarımı açıp gelen kutusunu kontrol ettiğimde beklediğim üzere hocamdan bir posta gelmişti. Umarım bir gün önce yazdıklarıma istinaden iyi şeyler yazmıştır. Postayı açıp okuduktan sonra tüm fikirlerim değişti tabii. Ne yalan söyleyeyim bu kadar sert bir üslup takınacağını düşünmemiştim. İki gün önce mide ağrılarım sebebiyle bir danışanımın benden yardım istediğini yazdığım elektronik postayı (onun istediği şekilde mektubu) ek olarak gönderip kendi düşüncelerimi de yazmıştım. Ancak o, durumu yanlış anlamış olacak ki cevabında beni epey azarlamış. Elbette onun söylediklerini yalanlamıyorum. Kolaycı davranıp hemen ondan yardım istememem gerekiyordu fakat yine de bu kadar acımasız olacağını düşünememiştim. Onun söylediklerini göz önünde bulundurarak Mert Saner'e mektup yazmaya karar verdiğimden hemen yazmaya başladım. Hemen mi? İntihar etmeyi düşündüğünü söyleyen birine iki gün sonra cevap vermek için umarım geç kalmamışımdır.


Mert Bey,

Mektubunuza kısa zamanda cevap veremediğim için oldukça üzgün olduğumu belirtmekle birlikte yazdığınız mektubun beni ne kadar zor duruma soktuğunu ifade etmek isterim. Uzun yıllardır bu alanda çalışan biri olarak elbette birçok danışanım oldu; ancak hiçbiri elektronik posta yoluyla yardım talep etmezken sizden böyle bir talep alınca takdir edersiniz ki nasıl bir yardımım dokunacağını bilemediğimden sizi biraz beklettim. Sonuç olarak sizi tanımıyorum. Yüksek ihtimalle de eğer mektubunuzun son kısmında intihar etmeyi düşündüğünüzü yazmasaydınız cevap vermeyecektim. Mide ağrılarım sebebiyle sağlıklı düşünemediğim için kendimi toparlamaya çalıştım. Mektubunuzda yaşadığınız sıkıntıları, işinizden ayrılışınızı, nişanlınızla olan probleminizi özetlemişsiniz. Bu gibi ön bilgilerle size telkinlerde bulunmam doğru olmaz. Kaldı ki bu bilgiler sizi tanımaya yetmez. İntiharı düşünen biri olduğunuzu vurgularken benden nasıl bir cevap bekliyordunuz? Bu gibi vakaları çözmemiz aylar sürüyor. Ayrıca deneyimlerim gösteriyor ki intihar edenler bunu dile getirmeyenlerdir. Psikolojik sıkıntılar nezle ya da grip gibi, ilaçlarla kesin olarak çözülebilen hastalıklar değildir. Siz bu mektubu yazarak beni çok zor durumda bıraktınız. Gönderdiğiniz mektubu üniversitede bana çok yardımı dokunan, bu alandaki deneyimlerine oldukça güvendiğim bir hocama da gönderdim. Onun da önerileriyle size bu mektubu yazıyorum. Elektronik posta yoluyla hiçbir zaman terapi yürütmedim. Sanal tedavi, terapi yapan psikologlar varmış, açıkçası başkalarının ne yaptığı beni ilgilendirmez.


Sevgili Mert, insanlar bazen kendilerini mutsuzluk denizinin dibinde hissedebilir. Her insan türlü sıkıntılarla boğuşur. Günümüzde insanlar maddi manevi birçok sorunun, savaşların, şiddetin, ağır çalışma koşullarının olduğu bir dönemi yaşıyor. Evliliklerinin ilk yıllarında anlaşamayıp ayrılanların, istediği kadın onu istemiyor diye onu öldüren adamların, çocuklarını ya da eşlerini dövenlerin, işçilerini kölelik düzeyinde çalıştıran işverenlerin sayısı giderek artıyor. Bunları düşünüp içinden çıkılmaz sorguların arasında debelenmenin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Herhangi bir sorunla karşılaştığımızda çözüm, bu dünyadan ayrılmayı düşünmek değildir. Kalıp o sorunla mücadele etmeli, o savaşı kaybetsek de yeniden denemeliyiz. Yaşadıklarını önemsiyorum. İşinden olmak, terk edilmek üzücü şeyler; ama kaybettiklerini geri almak için çaba sarf etmelisin. Tıpkı her müsabakada yenilen sporcu gibi yeniden ayağa kalkıp bu defa kazanmalısın.


Sana söyleyeceklerim elbette sınırlı. Senden tek istediğim, intihar etmek gibi zayıflık içeren eylemi yapmaman. Biraz kendini rahat bırakmaya çalış ve sorunlarına kalıcı çözümler bulmak istiyorsan, bu çözümün de psikolog yardımıyla sağlanacağını düşünüyorsan terapilere katılmak için benimle irtibata geç.  


                                 Ender AÇIKEL