Gözümü açtığım andan itibaren kaçışlarım başlamıştı. Kırık camların arasından baktığım ışığın ne zaman yangını başlatacağını merak ederek hiçbir şeye müdahale etmedim. Yangın başlayana dek gözümü kaçırdım.
Yerin kulağına bütün sırlarımı fısıldadım ve tüm dünya beni tanıyana dek kaçındım. İnşası hiç bitmeyen bir bina gibi yarım yamalak bir tarafım. Geri kalanımınsa temeli dahi atılmamış.
Dünya beni alevlendirirse ödülleneceğim.
Kendimi görürüm diye insanların gözlerine bakamam hiç. Kendimden kaçarken kendimi yakalamak hiç hoşuma gitmez.
Hiç iz bırakmak istemezken günlüğümü tutuyorum elimde. Bu gezegen hepimizi yakmalı. Ve lütfen kimse söndürmesin bunu.
Çocuklara masal anlatamayacağım eskisi gibi. İsterim ki herkes gerçeklerle büyüsün artık. İsterim ki sadece bir bisikletten düşüşü kanatsın dizlerini. Yoksa hepimiz kanatsız kalacağız.
Biz uçarken yere çakılanlardanız. Üstelik uçmak değilken derdimiz, yine de kırdılar kanatlarımızı.
Sonra hepimiz on iki gezegen gibi dizildik evrene. Aramızda boşluklar oluştu. Ya da maddenin en sıvı haliydik. Tanrı artık kapatamaz boşlukları. Akar durur tüm kirli hüzün deryası.