1-


Gerçek çıplak bırakıldığı günden beri

Yalan tek hükümdar ve diktatör şu sevimsiz, riyakar dünyada

Unutayazdılar dostlar, tanıdıklar

Kesiliverdi bıçak gibi muhabbetler, fasıllar

Falsolu yaşamların sonucuydu bunlar

“Hayır” dedi bilge gibi görünen bilge

-Aslında Yahudi bir tüccardı bu diyarda

Fakat bu bilgi şu an bizi ilgilendirmez-

“Nedeni tüm bu falsoların, grand tuvalet giyinen hükümdar ve yardakçıları

Soyduğu günden itibaren gerçeği ve her şeyi.”

Bu diyardan da yine, yeni, yeniden sürülüyordu kumaş taciri

Akıl yürütme adımları gösteriyordu ona yolları

Hem işler kesattı hem de ırkının doğasında vardı bu yaşadığı

-işte şimdi bu bilgi bizi (b)ilgilendirdi.-



2-


Tam bu sırada gerçek,

ince gerçek ismiyle nam yapmıştı dağlarda

Kimilerince eşkıya, kimilerince yıkılmaz bir kaya, kimilerince er geç açığa çıkan bir budala

Böyleydi böyle olmasına ama

Herkes kaçardı ondan ve tıkardı kulağını ona

Bütün bu olanlar tak etti artık canına

Kuşandı fişekleri, mermileri karanlıkta

Pasparlak oldu pasparlak

Ciddi ve suratsız aynı zamanda

Bastı yalanın sarayını

Üç kurşun boşalttı yalanın üstüne;

Grav, Grav, grav!