“İyiyim, sen?” dedim sahte samimiyet dolu gülücüğümle. Takındığım en sahte rol bu muydu? Pek sanmıyorum. Bir çok maskem vardı benim. İyiler, kötüler, çok kötüler ve araflar.

İnce parmaklarıma ve beyazlamış tırnaklarıma baktım. Dişlerimi havayı ısırırmışçasına kapattım ve gülümsedim. Yerdeki kabuklu böceği ezmemeye dikkat ederek sokağın karşısına adımladım. Hızla gelen araçtan kaçtım. Çarpsa bile ölmeyeceğimi bildiğim halde.

Tırnaklarımı suratına geçirirken içimde inanılmaz bir his vardı.

Avizeye bağladığım ipin ilmeğine boynumu geçirdim. Saat 11.37. Üç dakika boğulacağım, bileğimdeki izlere bakacağım yaklaşık bir dakika ve 11.40’ı birkaç dakika geçmişken bir sigara yakıp soğuk suyla dolduracağım küveti. Sadece ayak bileğime kadar gelecek yarı çamurlu su. Kıyafetlerimin ıslanmasını göze alamayacağım ve su akarken çıkaracağım üzerimi. Üst komşumun tüylü topuklu terlik sesini duyup acı bir kıkırtı esir alacak kuru dudaklarımı. Giyinmeden mutfağa ilerleyip kahvaltılık bir şeyler bakınacağım. Bulamayıp çürümeye yüz tutmuş elmayı kemirmeye başlayacağım ve ne kadar zayıf olduğumu bir kez daha aklımdan yalnızca geçirip markete gitmeyi aklımın bir daha hiç rastlamayacağım bir köşesine not edeceğim. Tek göz evimin tek koltuğunun üzerinden eski pikeyi ince belimin etrafına beceriksizce dolayıp balkona çıkacağım. Mumları yakıp kurumuş çiçeğimi izleyeceğim. Mumları yakıp annemi izleyeceğim. Annem olmadı benim. Bir kez daha buna ağlayacağım. Babam aklıma gelecek, beni bırakıp gidişiyle birlikte. Daha çok ağlayacağım. Evdeki tek aynayla bedenimdeki yara izlerine bakacağım ve bir sigara daha. Lila ojelerim dahi tam değil, hepsi yarı yenmiş.

Ama bugün değil. Bugün erkenden kalkıyorum, ojelerimi yeniliyorum. Zengin babamın parasıyla alınan temiz kıyafetleri giyiyorum. Bel çantama birkaç şey tıkıştırıp çıkıyorum aceleyle. Her ay olan buluşma günündeyiz çünkü. 17 Eylül pazartesi bugün. Her ayın on yedisinde aynı bankta öğleden sonra beşte buluşuruz. Aynı adamdan balon alırız, rengi mavidir hep.

“Hoş geldin abla.” Ablamın yanımda olmadığını biliyorum. Sadece babam beni buna inandırdı diye on yedi yıldır ayların on yedisinde burada ablamla buluşuyordum. Beş yaşımda, tütü eteğimle karşıladım ablamı burada ilk kez. Şimdi yirmi iki yaşımdayım, hala üzerimde ilk günün heyecanı. Ablamı seviyorum.

Motheroflilith