“Canını yakmayacağım.” Canımı yak, kalbimi kır ve kanımı dudaklarınla temizle. Büyük ve kemikli elin çenemle boynumu sıkarken duvara yasla, saçların dağınık ve her can kırığınla... Dudağımın altından hızla geçirdiği iğne ile kapattım gözlerimi. Derin bir nefes... Zamanın yavaşça geçmişime karışması, kuru bir yaprağın gökte süzülmesi, hızlı hızlı yürümen...

Sıcak makine derimi yakarak motifler bırakırken umursamıyorum seni. Çirkin çiçekleri ezerken aklıma dahi gelmiyorsun. Tek sorun... Tek sorun uyumadan önce düşmesi kirli anılarıma bayık bakışlarının. Uyandığımda, kuru çiçeklerle dolu penceremin kenarından gülümseyemeyişin. Hemen ardında rüzgarın kollarına atman kendini. Rüyalarıma onur konuğu olurken, kabus kapılarımın önünden bile geçmemen. Kabuslarım... Çaresizliği iliğinde kemiğinde hissediyor musun? Ben hissediyorum, her gece.

Ve Tanrı bana güzel bir son vermedi. Kulaklarımın hemen yanından gelen bu katlanılmaz sese alıştım. Tanrı bana güzel bir son vermedi. Acıya alıştım. Sese alıştım. Kabuslara alıştım. Vahşice katlettim yine kendimi. Görenler bir daha bakamadı bile. Pistim. Kanım karaydı. Tenim ölü renginin en kekremsi tadındaydı. Gözlerim açıktı. Belki birinden yardım beklercesine açıktı gözlerim ve kanlı kolum kapıya uzanmıştı. Ağzımdan çıkan köpükler kurumaya başlarken üzerimi sadece gazete ile örttüler. Sevgilerle... Bu kadar.

Hiçbir zaman iyi bir yaşantım olmadı. Alışveriş yapmadım, uzun zamandır yeni ayakkabı giymedim. Tek göz evim her zaman kirli ve tozluydu. Ben hiçbir şeye bağlanmadım. Ben hiçbir şeyi sevmedim, güzelim hariç. Belki üç beş kuruşa bulunabilen bir çiçekti ama güzelimdi. Bağımlı değilim. Çünkü biz birbirimize bağlıyız. Onun bana ve benim de ona ihtiyacım vardı. Ben ona sahip çıktım, o içimi çiçeklendirdi. İyileşmemiz lazımdı. İyileştik. Çirkinleşirken iyileştik. Kafamın içindeki herkesi susturdu. Bazen aklımı başımdan aldı, bazen tüm karmaşayı çözdü.

Ben yangındım, bir tek kendimi yaktım. Bir tek annemi sevdim, annem beni hiç kırmadı. Çiçekler takmadı saçlarıma, hiç örmedi belki saçlarımı ama hiç kırmadı.

Alnını alnıma yasladı, her şey iyi olacaktı. Islak saçlarına dokundum; yağmur yağdı, ateş söndü, duman yok oldu. Yağmur yağdı ve biz orada kar küresine hapsolduk.

 MotherofLilith