“Hiç...” boynunu kokladım. “Hiç beni böylesine hissettin mi?” Geriye adımladı, sırtı duvarla buluştu. “Daha önce, hiç böylesine nefret ettin mi kendinden? Korkma küçüğüm, acılı bir ölüme layıksın...”

İğrenç kahkahayı kulaklarımdan kazımalıyım. O gözleri ve cızırtılı sesi silmeliyim zihnimden. Kulağımdan giren bu şeye engel olmalıyım. Kan yere damladı. “Sus, sus, sus...”

Zihnimde,

Bedenimde,

Yara izlerimde.

O, burada. Burada. O içimde, o içinizde. Tehlikedesiniz. Gebereceksiniz.

Pembe çiçeği ezdim.

Küçük çocuk bacağıma çarpıp düştü. Oyuncağını kırdım. Bu yaşlarda hata yaparsa hep yapardı.

Şırıngayı belirgin damara sapladım, buradayım anneciğim; dizlerinin dibinde. “Çık şuradan. Dışarı çık!” Kapı yumruklandı.

Belirgin damarlar, kırmızı gözler, sık nefesler. Kesilen saçlar yerle buluştu. “Lanetli.”

İçimden çık, aklımdan çık. Mumları üfledim. Pasta kesildi. Güldüm sahte sahte. Uzun tırnağım gözümün beyazına saplandı. Şeffaf sıvı yüzüme aktı.

Cennet küçük bir yerdi ve herkes oraya sığamazdı. Biz kendimizi feda ettik.

Çenesine tırnaklarımı batırdım, geriye ittim onu. Dudaklarını hızla ısırdım ve kan tadıyla gülümsedim. Çatal dilim dişlerinde ve dudak içinde gezindi. Kesik boynuna geldi parmaklarım. Hala kan akıtan bir damarı sıktım, gözü seğirdi. Olmayan gözü.

Küvette aşağı kaydım, şırınga düştü. Su burnuma kadar geldi.

“Bırak beni, bırak!” kollarımı yatağın kenarına bağladılar. İçimdekiler sağa sola koşuştururken ikisi çarpıştı. Uzun saçlı olan dizlerini kendine çekti ve ağlamaya başladı. Kısa saçlı ve soğuk olan irkildi. Gözlerini kırptı. Avuçlarını birbirine sürttü, diğerinin yanına oturdu. Korktu, kaçtı diğeri. Gözleri doldu donuk bakanın.

İp burada koptu, herkes sallandı. Geçmişim, geleceğimden korktu. Geçmişim geleceğimden kaçtı. Zihnimin tam ortasında koca bir uçurum her yanı ikiye ayırdı. Koşuşturanlar lava düşüp eridiler. Sadece iki kişi kaldı. Çiçekli ve sıcak tarafta oturan aklını kaçırmış ben ile karanlık ve soğuk tarafta dizlerine sarılmış ağlayan ben. Kimim ben? Hangi tarafa aitim?

İşte yine başladı her şey. Beyaz hastane yatağına bağlı siyah saçlı ölü ama canlı bir bebeğe gebe kadın ile sevdiği kadının cesedini izleyen gözleri yaşlı adam. Bebeğin bedenine sahip şeytan.

Dilim sivri dişime gitti.

Keskin bıçağı hızla bileğimden yukarı çektim. İkiye ayrılan kolumdan kan beyaz çoraplarıma damladı. Dokuz yüz yirmi iki.

MotherofLillith