Güzelliği yüz tutmuş fütursuzca aya
Tanrı eli değmiş yanağına
Bin sene geçmiş ağlaya ağlaya
Buruk bir tebessüm yeğlemiş anılara.
Gizlenmiş sevdalar saklı, yüreği yanık
Diller suspus olmuş, gözler tanık
Hislere biçare, sessizliğim zabıt
Akıl noksan kalmış, duygular sanık.
Tan yeli esmiş rıhtımlarına
Kimsesiz olan ruhunu sermiş kayıklara
Kaptan seslenmiş “yelkenler fora”
Kürekler dalmış derin bir aşka.
Mıh gibi işlemiş ruhuna zamansız
Nereye varsa düşer yâdına apansız
İnanır en saf duygulara tarafsız
Hangi elini verse kalır diğeri yârsız.
Dönüş yok bu afitap yoldan
En güzel türkülerini çağırır artık dudaklardan
Mahpare yüzüdür benliğimi aydınlatan
Kalbin rötuşları dokunur yeraltından.