Dupduru bir gökyüzü semada

bir yanda güneşin kızılı, bir yanımsa eşlik ediyor fütursuz bir ay'a.

Tanrı eli değmiş dört bir yanıma

kanım donuyor bu tahammülsüz yollarda

Griye çalınmış gözlerle ilerliyoruz sonsuzluğa.

Cefakâr bir veda saklı gönlümün otağında,

bir daha böyle bir derinliğe sahip olmayacak bir kalp var tam avucumda.

Şimdi puslu bir gecede

grinin tonlarında

bitmeyecek telaşlarla

sahte yüzler arasında

ve asla sahici olmayan ruhlarda..

Gökkuşağı yok oldu ufukta,

Ufakt da olsa esiyor kokusu burnumda,

korkusu sarıyor ab'ı hayat zinciri,

kirletiyor zihnimi usulca.

Sonsuz mecralarda savrulur bu denli yalnız yürek,

hapsolmuş bâzen hıçkırıktan bir geceye.

Artık dünya'ya baktığım bu gözler tek renkte,

Teslim olmuş bir ruhun sancısı başlıyor bedenimde

Artakalan heyecanlar teker teker köreldi soluk benliğimde

Ve tanrılar üzerinden yazılmış bir gerçek

ince ince dokunmuş bedenime,

kayıtsız ve derin bir bilinçsizlikle.

Şimdi iniltiler duyuyorum kalbimin en ücra köşelerinde,

bu aşk parçası değil lakin bir yoksulun kaleminden.

Maskelerim hazır is kokan bu şehirde,

duygularıma eş bir sobanın dibinde,

buğulu penceremde.