Neredesin bilmiyorum

Çünkü hakkım yok bilmeye

Belki en yalnız günündesin 

Tüm bunlardan korktun üşüyorsun

Belki de ilk kez mecburiyetten uyudun erkenden

Ben buradayım 

Mesaisi bitmek bilmeyen gözlerle

Gece çökerken

Üşüyorum 

Hava buz öyle soğuk 

Gamzen donakaldı zihnimde

Sen neredesin

Hangi çağın güzündesin

İçindeki bahar mı vakitsiz tepinen

Elindeki silah mı

Sevdiceğin mi dilinde anneciğin mi

Sarı sayfalar üzerinde ne yazıyorsun

Bilmiyorum 

Bir şeyler saklıyorsun 

Hasret var gözlerinde açlık var 

Yersiz yurtsuz duruyorlar tüm zamanlarda 

Kirli, cüretkar ve şüpheli

Bir anlam tükeniyor göz bebeklerinden

Ne yapsan önüne geçemediğin

İki küre mozoleye dönüşmüş öylece

Oysa ölgün bir renk değildir ela bilirim 

Şifadır, zeytindir sanki Ege'dir

Nerede öldürdün ömrümün en muazzam rengini 

Nasıl bir cinayet bu kendinden utanmalısın 

Gönlümde muhafaza edebilirdin hiç yoktan hazırdım

Çile içinde, yanarken, asla korkmadan memnuniyetle

Nasıl gerekiyorsa o şekilde

Bambaşka devirlerde bir uzay kapsülünde 

Kabilin tarlasında sulu bir yemiş gibi, Pan'ın kavalında bir nefes boyunca 

Sirenlerin dinmeyen şarkıları içinde

Bir yol bulurdum elbet  

Yaşatırdım ömrümün en muazzam rengini