-7-

Ömür Hanım. Halk otobüsü dur durak bilmeyen yamaçlardan, mucurlu ve unutulmuş yollardan ilerlemeye devam ediyordu. Yağmur damlalarının yere düşüşünde bir sanat gizliydi. Gözlerimi kapattığımda bir masala gözümü açıyordum. Gözlerimi açtığımda daha masal bir Ömür Hanım'a ömür veriyordum.


Gözlerimi kapattım. Otobüs daha da büyük bir hal aldı. Küçük bir pankartta ''Masala Hoş Geldiniz.'' yazısı yazıyordu. Otobüste sadece ben vardım ve adını sormama gerek olmadan bildiğim Ömür Peri vardı. Masalı uzatmak için elimden geleni yaptım. Sırtımı dayadım, oturduğum yeri düzelttim. Gözlerim daha da kapandı. Ömür Peri bana bakıp gülümsüyordu. Arada üç metrelik mesafe vardı. Aradaki üç metrelik mesafeye rağmen kokuyu iyi alıyordum. İlk defa bu kokuyu almama rağmen yıllarca beklediğim kokuydu bu. Adına yıllardır Ömür Koku denecek, yıllardır beklenen ama ilk defa koklanılan koku.


Önce sağ adımımı attım. Ayaklarım istemsiz ilerliyordu. Ağır adımlarda Ömür Peri'ye yaklaştım. Karşımdaydı. Sadece gözlerini görebiliyordum. Kokuyu daha iyi alıyordum. Güzel kokuların mutlulukla bir ilgisi olduğunu bir kere daha tüm dünyaya göstermek istiyordum. Bir ömür tüketebilirdim karşısında sadece ona bakarak. Gözlerimi gözlerinden alamıyordum. Ömür Peri'ye bakmak, karşısında ona dokunmadan sadece bakmak o kadar yetiyordu ki bana.


Otobüsün açık camından içeriye sızan yağmur damlalarının yüzüme çarpmasıyla gözlerimi açtım. Gözlerimi açmama rağmen Ömür Koku hala vardı. Meğer gerçek hayat da Ömür Hanım ile masal kıvamındaymış. Ömür Koku'yla anladım.


Hangi mevsimde yağmur damlalarının yere düşüşünde bir sanat gizliyse güz gelir mevsim adama.


-8-


Hayatın hepsi hikayeler üzerine kurulu ve her şeyin kendine has bir hikayesi var. Gözlerini kapat ve dinlediğin hikayeleri hatırla hikayenin içinde sana ayrılan kısmı bul. Gözlerini aç ve okuduğun hikayede sana ayrılan kısmı bul.


Her hikayenin içinde hikayeler vardır. Ve bu hikayede sadece bir hikaye yok.


Hikayemiz formüllerimizi oluşturur.


-Hikaye içinde hikaye- sanatının egemen sürdüğü hikayeler çift sayıdır.


Masal değil.

(Hikaye)


-9-


Ömür Hanım, halk otobüsüyle yolculuğumuz tamamlanmak üzereydi. Bir saatlik yola ne kadar güzellik ve hayal sığdırılabilirse en az o denli güzellik ve hayal dolu bir yolculuk oldu. Saatin nasıl ilerlediğini yolun nasıl bu kadar kısaldığını şu an bile düşünmüyor değilim.


Belki de hikayemiz yeni başlıyordu.


Ömür Hanım’la ikimizin anlayabileceği bir vücut diliyle kimsenin görmediği bir şekilde ineceğimiz yeri kararlaştırdık. Otobüs kaldırıma doğru yanaştı. Ömür Hanım kapıya yönelirken ben de hazırlığımı tamamladım ve indik. Ömür Hanım ayağını otobüsten kaldırıma doğru uzattığı anda sadece bana yansıyan farklılıklar yaşandı. ''Ömür Hanım Halk Otobüsü'' yazısı silindi. Gökyüzü pembemsi bir hal aldı. Yağmur hızını kaybedip çok sakin ve dingin bir şekilde yağdı. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Gökyüzünün pembeleşen kenarlarından Ömür Peri bana bakıp usulca kayboldu.


Dışarıda şemsiyeler yasaklanmıştı. Şemsiye satıcılarında ''Veresiye yoktur.'' yazısı yerine ''Sevdalılar Islanır'' yazısı asılıydı. Sakin ve dingin yağan yağmurun altında yürümeye koyulduk. Yağmurun bozulan seyrek saçlarımı nasıl bir hale getirdiğinin farkında değildim. Şimdiye kadar yaşadığım bütün heyecanlardan, ruh hallerinden, duygulardan çok daha farklı ve çok daha güzeldi.


''Sevdalılar Islanır.''


-Seyrek bile olsa saç önemli-