evet; dediğin gibi

ben de karanlıkta durmaktayım

çünkü aydınlıkta görülmesi hür

bir şey saklıyorum ağzımda

bilinsin ki hiçbir çerçevem

örülen duvarlara yakışıyor

sakult okuntularda bazı doğumlar

geç kalmış ölüm sayılıyor.


sen de görmüş olmalısın

tohum gibi gömülüp toprağa

taşlanan kadınları

beyaz elbisesine çiçekteki

kadar yakışmıyor damar dışkısı

toprak kalkıyor yerden

oğul annesine aldırmıyor

ağlayan gözler ve

kabule sığmaz iftira mevsimleri

daha keskinleşiyor kılıçtan

sakalı kadar duyuluyor

rabbine seslenen vahim adam


hiç kimse ne kadar da

bahsediyor bu ölümden!

sonu aynı olabilecekler bile

en çok hiç kimse kadar.