Aahh Masumiyet Müzesi....
Ben duygularımı, yorumumu buraya nasıl sığdırayım şimdi?
Benim için romanın iyi olup olmadığını ölçtüğüm kriterlerden biri, kitap bittiğinde içimin buruk olup olmamasıdır. Ve bu roman da bittiğinde içimi çok burktu, çok üzdü. Aslında anlatılan bu saplantılı denecek aşkı yavan buldum yani bu kadar duygusallık bana gerçekten uzak. Ama neden bilmiyorum o kadar üzüldüm ki bittiğine, o kadar alışmıştım ki karakterlere... Özellikle sonu, başka bir kitapta denk gelmediğim güzellikteydi.
Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk bu kitabı 2008 yılında çıkartmış ve aynı ismi taşıyan bir de müze kurmuştur! Müzede de kitapta geçen karakterlerin, bahsi geçen eşyaları sergilenmekte.🙆🏻♀️ Merak edenler için müze Beyoğlu’nda. 💫 Veee kitabın içinde okurlar için bir de bilet bulunuyor! Kitapla gidip müzeye ücretsiz girebilirsiniz bir seferlik. 🤩
Ayrıca Masumiyet Müzesi’ne, New York Times tarafından en iyi kitaplar arasında yer alan listede yer verilmiştir. “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.” cümlesiyle başlıyor kitap ve gidişatıyla alakalı da ipucu veriyor aslında...
Bu yazıyı yazarken bile içim burkularak yazıyorum. Her ne kadar kızsam da Kemal’i, Füsun’u o kadar özledim ki.. Aradan biraz zaman geçsin tekrardan okuyacağım kitaplar arasında. İsterseniz konudan azcık bahsedeyim. 😄
Baş karakterimiz Kemal, sevgilisiyle yakın zamanda nişanlanacakken uzak akrabası Füsun ile karşılaşır ve ona tutulur. Hikayemizde bu şekilde başlayıp, Kemal’in Füsun’a olan saplantılı aşkını konu eder. Kitabın son cümlesi ise “Herkes bilsin çok mutlu bir hayat yaşadım” olur.
Kitabı değerlendirirken 2 farklı şekilde düşünerek yorumlamak isterim. Bir yanım içinde geçen olayları tasvip etmediği için kızıp, aşkı da hayatında ilk sıraya koymadığı ve insanın kendisine olan saygısının daha önemli olduğunu düşündüğü için yapılan bazı davranışları hoş görmüyor, abartı buluyor ve bu da romanı iyice “yok artık genişliğe bak”, “bu kadar da gurursuzluk olmaz”, “iyi oldu sana” diyerek okuyor. Ama bir yanım da sayfalar ilerledikçe bazı karakterlere kızgınlığı azalıp affederek, üzülerek, içi parçalanarak okuyor. Bu yanımla düşündüğümde aşkı daha derine inerek düşünüp hissettim Kemal sayesinde.
Kemal... Ah Kemal...
Almanızı, okumanızı hatta bizzat müzeye gitmenizi tavsiye ediyorum. 🎈