" 'Ee, neler yapıyorsun?’
‘Üniversite sınavına hazırlanıyorum. Buraya da her gün geliyorum. Yeni insanlar tanıyorum dükkanda.'
‘Çok güzel. Ne kadar şimdi bu çanta?’

Kaşlarını çatarak ‘Bin beş yüz lira’ diye çantanın altındaki üzeri elle yazılmış küçük etiketi okudu (Bu para o zamanlar genç bir memurun altı aylık maaşına denkti.) …" (Syf.14)

Buradaki "Kaşlarını çatarak" ifadesi kullanıldıktan sonra hemen virgül konulsaydı; acaba etiketi okumak için verilen fizyolojik tepki ya da fiyat karşısında şaşırıp yanlış okumamak için verilen tepki yerine; kendisi için önemli olan “insanları tanıma”nın karşı tarafta bir beğeni/üzerinde konuşma/şaşkınlık(?) yaratmaması gözlemi ve bundan doğan kızgınlığı/hayal kırıklığı/şaşrıma duygusu taşır mıydı?