ne yani bu muydu yaşamak?


yara bere çoğunluğuyla açacak bir çiçeğin kırılmış vazosu olmayı dahi hak etmişimdir

yokluğundan daha kötü, bir çiçeğe toprak bile olamamayı biliyorum

benim döngüm tabiata uymaz, benim döngüm tanrılara uymaz, eylüldeki mahsule uymaz

en beklenmedik anda arabesk bir muhakemeyle bir siyaha inerim

yokluğundan kaçmayı siyah bilirim


sana hiç aşkım diyemedim ya ben bundan kötü olarak sadece toprağa hala girememeyi bilirim

gövdemden daha yara bere ruhumu bilirim

öldüğümü ama ölmediğimi bilirim

sizler yaşamak dersiniz buna, sizler, insanlar

ben benden daha kötü bir ben bilirim

ben ki benim bir gece ağrıyan kalbiyim

sızlarım, sızlarım


yara bere çoğunluğuyla açacak bir çiçeğin kırılmış vazosu olmayı dahi hak etmişimdir

resimlerini içimde ateşe verdim

toprak değil siyah bir sis olacağım, siyah bir sis

siyah bir bulut olacağım, siyah bir gökyüzü olacağım

sen bir kere dahi hatırlamayacaksın beni

yağmur yağan bir gecede tenine dokunacağım, sağanak olacağım

ben bundan daha kötü toprak dahi olamamayı bilirim bir papatyaya


başım çok ağrıyor, kalbim çok ağrıyor, içimden eriyen bir buzul var içimde sürekli ölen canlılar var

içimde kopan kıyamet var

ben bundan daha kötü sadece yokluğunu bilirim

içtimadayım, yere dökülen yaprak gibiyim

sahipsiz bir çiçeğin dikildiği kırık bir vazo gibiyim