Acının konumu olmaz, iliklerime kadar hissediyorum,

İçimde taşıdıklarımı bir şişeyle boğmak istiyorum,

Ve birden gemiler kalkıyor içimden, kayboluyorum.

Sonra bir aynada sen silüetinde karşıma çıkıyorum.


Maviyi anlatmaya çalışıyorum birine hiç görmeyen,

Ve ben bir âmâyım, mavim farklı herkesinkinden.

Sen su isen, buz yoğunluğuna erişmiş halin ben,

Sen yapsan da beni ben, yoksunum işte senden.


Yalnız ve yırtık ruhum şiir gibi bir bedende hapis,

Sertliğimin sebebi aslen bu değil, rigor mortis.

Ağzımı zamkıyla doldurduğumdan, konuşurum pis,

Bana pis gelen konuşmam, aslında düşsel bir his.


Yaşamak değil bunun adı, çırpınmak düpedüz,

Tüm güzelliğini kaybetmiş hayatım, bildiğin güz.

Ortada bir bardak yok, dolu olan tek şey kafam,

Onun da boş tarafı yok, boş olan tek şey çabam.