Gökteki kara bulutlara ithafen yazıyorum sana bunları,

Kara bulutların arkasından çıkmaya çalışan güneşe ithafen susmuyorum.

İnancını kaybetmeyenler ve inadıyla baş edilemeyenler adına dinlemeye çalışıyorum gözlerini.

Çok şey anlatmak istiyor gibi, her göz kırpışın bir mesaj gibi.

Mesajı almak uğruna yazıyorum, ardı arkası kesilmeyen satırları çünkü

Benim tek meşgalem sensin


Buğulu tren camlarındaki devrik cümleler, bir anda yalnızlaşıyor

Umut Ekspresi'ndeki tüm yolcular, yolculuklarını tamamlıyor.

Ağaçlar rüzgarda dans ediyor, kaygılar tek tek yükseliyor.

Kaygılar, karanlığın sessizliğinde kayboluyorlar bir anda.

Ben ise seni yazıyorum çünkü

Benim tek meşgalem sensin.


Trafiğe kalmış gibi, hazırlıklıymış gibi, sakin ve telaşeden uzak gibi, acele etmiyorum.

Yorulmuş gibi, düşünceler gibi, sonbaharda sararan yapraklar gibi, birikiyorum ama sabrediyorum.

Çatlamakta olan sabır taşı gibi oluyorum,

Bazen ise sokakta sekip ve ıslık çalarak koşuşturan o çocuk gibi.

Her duyguyu yaşıyorum, yaşarken seni yazıyorum çünkü

Benim tek meşgalem sensin.