Michelangelo ismini taşıyan sanatçılardan en ünlüsü olsa da, şöhreti ona yaklaşan ve bazen birbiriyle karıştırılan bir ressam daha vardır. (Michelangelo Merisi da Caravaggio)


Michelangelo yüzlerce mektup ve şiir yazmış ve günümüze üç yüz tanesi ulaşabilmiş. Yalnız Michelangelo bir sanat ve bilim insanı olduğu için, yazılarında sorgulayıcı bir tarz kullanmış.

Yazılı eserlerinde olaya felsefi yaklaşan, sürekli bir şeyler öneren; aşkı, tutkuyu, sadakati ve bunların insan ruhundaki izdüşümünü sorgulayan bir tarz benimsemiş.


Michelangelo, 1496 yılından itibaren, Antik Çağ‘da ortaya konmuş olan bazı eserleri model alarak onları kendi çizgileri ile tekrar üretmiş. Örneğin; Sleeping Cupid adlı heykeli aslına uygun bir şekilde tekrar yaptıktan sonra, eskimiş bir görünüme sahip olması için toprağa gömmüş. Uzun bir süre beklettikten sonra oldukça yüksek bir fiyata satmış.

Michelangelo’nun bu şekilde eski eserleri yeniden üretmesi, tarihte onun şöhretinin tüm dünyaya yayılmasına doğrudan katkı yapmış.


Not: Cupid, Yunan mitlerindeki aşk tanrısı Eros’un, Roma mitolojik inancındaki karşılığıdır. Cupid’in en ünlü heykellerinden bir tanesi Psyche Revived by Cupid’s Kiss adıyla Louvre Müzesi‘nde sergilenir. 


Michelangelo‘nun sanat dünyasında yükselişte olduğu dönemde, Raffaello Sanzio, resim konusunda rakipsizdi. Raffaello’nun bu şöhreti sebebiyle, Papa II. Julius, Sistine Şapeli’ni süsleme görevini Rafaello’ya verdi. Ancak o dönemde Michelangelo‘nun yükselişi sınır tanımıyordu ve Raffaello‘nun beklediği bazı işleri kapmaktaydı.

Raffaello belki kıskançlığı, belki de gururu sebebiyle Michelangelo‘nun yapamayacağını düşündüğü bu riskli işi ona vermek istedi. Papa’yı Sistine Şapeli‘ni süsleme işini Michelangelo’ya vermesi için ikna etti ve arkasına yaslanıp olacakları izlemeye koyuldu. Çünkü Michelangelo’nun Papa‘yı hayal kırıklığına uğratacağından emindi. Böylece Michelangelo sanat dünyasından silinip gidecek, Raffaello‘nun şöhretini gölgelemeyi de bırakacaktı. Ancak herkesin bildiği üzere Michelangelo üzerine düşen bu görevi fazlasıyla yerine getirdi.


Michelangelo‘nun yazılı olarak imzasını bıraktığı tek eser, Aziz Petrus Katedrali‘ndeki Pietà heykelidir. İtalya’nın en büyük ve en önemli kilisesi olan St. Pietro Bazilikası‘nın (Aziz Petrus Katedrali) içinde bulunur. Michelangelo ortaya koyduğu bu eserde, Hz. Meryem‘in göğsüne belli belirsiz bir imza atar. Ancak bundan sonra yazılı imza bırakmak yerine, fresklerine kendi suretini gizlemeyi uygun görür.

Örneğin; Sistine Şapeli’ni süsleyen “Last Judgement” isimli, Sistine Şapeli duvarını boydan boya kaplayan freskinde kendini St. Bartholomew tarafından tutulan bir adam olarak resmeder.


Michelangelo'nun Davut heykelini ıskarta mermerden yapması, onun sanat kariyeri ile ilgili en ilginç konulardan birisi. Zira Michelangelo eserleri için malzeme seçiminde çok titiz biri olduğu halde, David heykeli için kimsenin rağbet etmediği bir mermer bloğu sahiplenmiştir.


Bu ilginç yaşam tarzı ve sıra dışı yeteneği sebebiyle, İtalyanlar Michelangelo’nun karakterine büyük hayranlık beslemişler. Bu sebeple kendisine ilahi veya kutsal anlamına gelen “il divino” demişler.


Vatikan’daki Katolik kilisesi, emeklilik yıllarını yaşayan 74 yaşındaki Michelangelo’ya; Aziz Petrus Bazilikası‘nın bir türlü bitmeyen inşaatına el atması için adeta yalvarmış. 16. yüzyılda yeniden inşa edilen Aziz Petrus Bazilikası‘nın kubbesi ve dev boyutlarının altından kalkamayan mimarlar, Michelangelo’nun tavsiyelerinden faydalanmışlar. 74 yaşındaki Michelangelo, 89 yaşında vefat edene kadar kilisenin inşaatına eşlik etmiş. Yaptığı hesaplamalar ve yönlendirmeler sayesinde Vatikan’ın kalbindeki bu dev kilisenin kubbesini tamamlamayı başarmışlar.