yarını düşünebilir misin dünden sonra? çekip gidebilir misin benden sonra? unutabilir misin şarkılardan sonra? ölümden korkmaz mısın? bilirim, öldürmekten korkmazsın.

son zamanlarda zaman kavramı hakkında çok fazla yanılgıya düştüm. eski plak cızırtıları sürekli kafamda. bozukluktan keyif alan bir insan. hayatın önemi hakkında yanılgıya düşmüş bir zat. kaçmak isterken kalbi tutulan bir aşık... bilmek isterim birçok şeyi. anlatır mısın bana? varlığımızı konuşalım mı önce? bilirim, sevmezsin. önce var edelim ama kendimizi, sonra sevmezsin. geçmişe takılı kalmaktan yorulmadın mı? bugünü yaşayamamaktan korkmadın mı? bir kitap okudum bugün, sanki bendim yazarı. kelimelerle seni yazmışım gibi. arasında yılların birikmişliği olan bir papatya, unutulmaya yüz tutmuş bir geçmiş gibi solgun ve yorgun. ne anlamlar yükledin ona, kim bilir. ne umarak yerleştirdin onu oraya? düzenle ve umutla. sonra bıraktın onu orada. belki aklına geldi arada. orada mı diye açtın kitabı. kitap değildi artık önemli olan, papatyadan sonra.

iyi değilim ben. benim kim olduğum konusunda saatlerce tartışmaya girebilirim seninle fakat seni bilirim hanımefendi. sen, bugünsün. fecrin umudu, güneşin güzelliğisin. mey kadar acı, hazan kadar yıkıcısın. bir de fevha... sanırım duvardaki yumruk izleri, bir ölümün başlangıcı gibi. bilmeden son kez girdiğim bu kapıdan bilerek son kez çıkışım gibi. yorgun. meczup.


ben ki inandığı yolda öldürülmüş bir mahmur, sense beni öldüren bir mücrim. zahiren bir şey yoktur fakat dimağda ölüm çoktur.