Bu eseri birçok sanatçı seslendirmesine rağmen en müsait çıkarımları Mustafa Keser'e ait bu klipten elde edebiliyoruz. Mustafa Keser bu eserinde gençliğini sokak çeşmesiyle özdeşleştirip bu alegori ile analojik bir izaha girişmiştir.

İnsanoğlu belli bir erginliğe eriştiğinden itibaren sürekli geçmişe özlem duymuştur, ardında bıraktığı yaşanmışlıklara. Geleceğe özlem duyanlar ise, henüz ömrünün baharında olan gençlerden ibarettir. Mustafa Keser ise geçmişine özlem duyan bir pir-i fanidir bu klipte. Klip boyunca neredeyse tamamen Mustafa Keser'i çeşme başında adeta bir saka gibi görürüz. Belirttiğimiz üzere bu çeşme Mustafa Keser için gençliği ile eşdeğerdir. Çeşme kurnasından akansa bir ab-ı hayattır, bengi sudur. Gılgamış'ın, İskender'in dirlik suyunu bulmak adına ömrünü adadığı bu mucizenin kaynağına sadece Mustafa Keser sahiptir.


Ancak Mustafa Keser, gençliği ile özdeş kıldığı bu suyu her talep edene ikram eder. Çeşmeden kimseyi dili ve boğazı kuru vaziyette yolculamaz. Fakat kahramanımız Mustafa, her arzu edene aynı şekilde su içirmez. Çünkü bu suyun gücü her vücutta farklı tesirlere sahiptir. O sebepten Mustafa Keser kimine tas ile, kimine cam-ı cemi andıran kadeh ile kimine ise bizzat şahsının elleri ile su teşrifatında bulunur. Çeşmeden ayrılan herkes mesut ayrılmaktadır. Mustafa Keser ise bir amme hizmetinde bulunmanın gönül rahatlığı ile sokak çeşmesinin çeşmedarlığını yapmayı sürdürmektedir. Bu yönü ile Mustafa Keser'in diğerkamlığın, ben demeden önce o demenin faziletlerini yansıttığını gözlemleyebiliriz. Geri getirilmesi mümkün olmayan gençliğini dahi serden geçerek insanlık adına bir prososyal hizmet uğruna hibe etmiştir.

Fakat bencillik ne denli fena ise; toplumculuk da o denli fenadır. Her geleni buyur eden, izzet-i ikramdan taviz vermeyen Mustafa Keser üstünden başından, suyundan ve de gençliğinden olmuştur. Sırf sahip olduğu çeşme için onunla gönül eğleştirenler, az biraz menfaat için ona farklı yüzlerle görünen insanlar Keser'i kurnası kuruduğu için artık kale almamaktadırlar. Bir kez olsun kendi çeşmesinden kendi namına içmek isteyen Mustafa'ya müsaade dahi etmezler. Herkes bir çeşmenin başını tutmuştur: Mustafa Keser ve onun gibiler ise çeşmeyi tutanların açgözlerinin doymasını beklerler...

Muhakkak ki ibret alanlar için mislince idrakler, görüngüler çıkarımlar yapılabilir. Ancak bir nebze olsun Mustafa Keser'in fenomenolojik dünyasına inebildiysek ne mutlu bizlere.

Bir sokak çeşmesi oldu gençliğim
Uzanan her tasa doldu gençliğim
Çerçevesiz kalmış bir resim gibi
Eğrildi kıvrıldı soldu gençliğim

18 yaş ile 30 arası
Dile destan oldu her macerası
Aynaya bakınca yıllar sonrası
Ağaran saçını yoldu gençliğim

Yaş 40'da testimiz doldu dolacak
Arzular, hayaller toprak olacak
Bir ömür boyunca ne yazık ancak
Felekten birkaç gün çaldı gençliğim