Gün ışığıyla esen tatlı bir rüzgar doğru yer ve zamanda mucizeler yaratabiliyor. Mavinin tonları bulutları oluştururken griye doğru dönüyor ve çimenlerin nemi usulca sana hatıraları taşıyor.


Anılar senli süzgeçten geçerken ılık bir çayın kokusu sarıyor beni. Bir tebessüm... Acısıyla, tatlısıyla, gıcıklığın ve dünyama getirdiğin ışıltınla sen, bilmediğin yalanlarım ve gerçekleştiremediğim itiraflarımla ben... Yıldızı sönmüş bir rockstar gibi küçüldüğüm dünyamda seni düşünürken kalakalıyorum. Sözcükler yan yana gelip bir cümle kurarak anlamsızlaşıyor. Basit bir hayat karmaşıklaşıyor. Aydınlığa gölge düşüyor sanki. Gri bir fırça yayılıyor gökyüzüne. Sanırım gülüşün olmadan güneş bile uzaklaşıyor...


Kimseye bir şey açıklamak zorunda değilim. Alıp satamadığım, kurtulamadığım, hayatımda yaşadığım en şiddetli deprem olabilirsin. Yeryüzümde kalıcı değişiklere yol açtın. Ve... Çok eşsiz gülüyorsun. Yüzünden eksik olmasın. Nice mutlu yıllar dilerim. Belki kim bilir, yeni yılda ben de bir gün açılabilirim...