son yolcu gelmeden kalkmıyor gemi

bunu en iyi sen bilirsin müyesser 


... 

küpeşteye oturmuş güverte lostromosu

aziz bir sigara içer ha içer 

gök bütün yıldızlarını doğurur 

analar çocuklarını içre bir ülkeye yolcu eder 

uzakta uzakta kalır eski cadde-i kebir

uzaktan da uzaktır anamız babamız

yalnızlık bize en çok bu zaman yakışır

gök bir başka türlüdür

bütün yıldızlarını dağıtmasın mı dağıtır

dört yanımıza pay edilir yıldırım

türkümüze aydınlık eşlik eder 

               "ah bir ataş ver

               cigaramı yakayım" 


hâzâ meyhaneler beriden mendil sallar 

veda etmeyi öğretmemiştir kimse bize 

ancak yazarken çekilir ellerimiz 

bir fişek gibi ait olduğu yerden 

kimsesiz gitmek biraz da eski bir alışkanlık

bu limanda bir bekleyenim olmasın mı müyesser 

geçelim bunları 

ben dokunduğum tene âşık oldum da

onlar âşık olmadığı tene dokunmadı mı 


hızlı bir ispanyol dansı düşsün yağmura

seni sevdiğimi nasıl söylerim müyesser

çingene kadın bütün güllerini satmışsa 


... 

küpeşteye oturmuş güverte lostromosu

az yer çok sigara içer

oldum olası tanırım bu adamı 

öldü mü sigaradan öldü diyeceğim

üç gün üç gece söveceğiz morris'e

gözlerini bir gemi feneriyle takas edeceğiz 

ağlamayacağız müyesser

ağlamayı öğretmediler bize 


bıçkın gibi kabarır göğsümüz kabarmasın mı

hem o kelam tüccarı ne sanıyor kendini 

aceleci kuşlar delmesin diye göğü 

demirler her gece tenselleşir ve 

çalıntı üslupla yazılır bütün şiirler

sen beni tanırsın

tanımayacağın bir yere varalım müyesser 


bir valizi başka bir valiz toplar 

hep geç kalırız nereye gitsek 

çünkü eve benzer baktığımız her deniz

adımlarımızı liman direklerine asar balıkçılar

gemi kıçlarında adın yazar güzel bir temenniyle

-beş kısa düdük-

tek uzun çift kısa düdük iki dakika ara ile 


... 

küpeşteye oturmuş güverte lostromosu 

bizi bekler 

gitmesi lazımdır bir bekleyeni vardır

sigara içer bizi bekler 

son yolcu gelmeden kalkmıyor gemi

hadisene müyesser