Müzeyyen hastaydı. İyi ki de öldü. Korkuyorum onu rüyamda göremeyeceğim diye. Keşke o iki saatlik uykuya yatmasaydım da Müzeyyen'i tutuverseydim. Uyandım, Müzeyyen yok, cam aralık. "Müzeyyen!" diye bağrındım, camdan aşağı baktığımda Müzeyyen yerde yatıyordu. Koştum yanına. "Müzeyyen! Müzeyyen! Neden kıydın kuzum kendine!" diye bağrındım durdum. Ağladım, ağladım... feryat figan ettim. Müzeyyen gitmişti. İyi ki de ölmüştü. Şimdilerde bu iki sandalyede; birinde ben oturuyorum, ötekinde Müzeyyen oturuyor. Müzeyyen öldü ama benim için hâlâ yaşıyor. Müzeyyen iyi ki de öldü...