İki kalp birbiri için atarken nasıl olur da yaşamın rasyonelliği içinde en önemsiz şey halini alır bu durum? Hatta yine aynı nedenlerle birinin diğerinden haberi olmaz. Bilir de bildiğine teslim olamaz. Sonra adına "yaşamak" mı deriz ve "yaşamış" mı oluruz sahiden? Hayat bizden ne ister, gerçekten koşullar sunar mı kendini açmak için? Biz mi fazla ciddiye alırız bu kısmı, yoksa görev bilinciyle yaşamaya çalışırken aslolanı, neşeyi ve mutluluk olasılığını ıskalar mıyız? O zaman biraz da "keyif düsturu" eklemeyi denesek bu tarife henüz vakit varken nasıl olurdu? Neye benzerdi hayatımız? Bence denemeye değer...