Nasılım
Bilmiyorsun
Kalın gri bulutlar örtüyor gökyüzünün mavi tenini
Ellerim öyle ağır ki, dokunamıyorum
Başımın üstünde dönüp dolaşıp kanıma karışıyorlar
Bulutlar
Sancılar, kan, ter, aynı tantana
Ruhumdaki telaşların derinliğinde yankılanıyor heveslerimin diş bileyen gurultusu
Açık havaya temas edip alevlenen hazımsız sinir uçlarımı gözyaşlarımla tımarlıyorum
Çabucak ezilip kararıyor sarı hambalesler ellerimde
İçimde çalkalanan bir deniz var
Ha döküldü ha dökülecek
Bir ağlasam
Heybetli dağlar devrilip
Göz çukurlarımın zifiri karanlığında yok olacaklar
Nasılım
Bilmiyorsun
Kafa tasımı çatlatıp taşmak istiyor düşünceler
Saç tellerimden sırtıma akıp attığım her adımın içini dolduruyorlar
Bu konuşan endişelerim mi, ben miyim
Bir düş daha göremem
Göğsümün geniş tahtasında çakacak bir çivilik yer daha bulamıyorum
Nasılım bilmiyorsun
Kafamı koyduğum yastıklardan hangisi benim
Bilmiyorum
enis meriç bozdaş
2022-12-08T02:37:38+03:00Teşekkürler
Mısra Ergök
2022-12-07T22:01:18+03:00Güzel şiir 🤎