Nasreddin Hoca, hem neşeli hem de nüktedan kişiliği ile ölümünün üzerinden yıllar geçmiş olsa da, kendini arkasında bıraktığı fıkralar ile yaşatmaktadır. Onun fıkralarından çıkarmamız gereken çok anlamlı hikayeler olduğunu düşünüyorum. Hem eğlenceli hemde ders veren bu fıkralardan bir tanesine bakalım:


Kim Daha Büyük

Köylüler bir gün Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:

— Hocam padişah mı büyük, yoksa çiftçi mi?

Hoca hemen cevabını vermiş:

— Tabii ki çiftçi büyük. Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse padişah acından ölür.


Nasreddin Hoca, bu fıkrasında toplum üzerinde belirlenen statü farkına vurgu yapmaktadır. İnsanlar için tabii ki padişah olgusu daha büyüktür. Ama neye göre büyük ya da küçük diyebiliriz? Hoca, farklı bir bakış açısı getiriyor ve boyut algısının düşünce tarzına göre değişebileceğini bizlere gösteriyor. Söylediğine bakacak olursak, çiftçinin aslında küçümsenmemesi gerektiğini ve o insanlar için çok büyük görülen padişahın, çiftçi iş yapmadığı takdirde yemek bile yiyemeyeceğini anlatıyor. Aslında insanlar arasında kıyas yapılmamalı çünkü her bir insan ya da işçi sınıfı kendi olduğu haliyle, işiyle aynı derecede önemlidir. Çiftçi olmasa güzel nimetlerden yararlanamayız, padişah olmasa o dönem için devlet yönetilemez, insanlar huzur içinde yaşayamaz.


Nasreddin Hoca fıkralarına baktığımızda, yüzeysel bir anlatım aramak yerine derine dalmak için çabalamalıyız. Çok sevdiğim felsefe hocamın dediği üzere aslında bir kaçıktan çok Türkiye'nin önemli felsefecilerinden olan Hoca, döneminde çok da anlaşılmamış olsa da günümüzde komedi malzemesi olarak kullanılıyor olması çok sığ. Anlatılmak istenilenler benim gibi birkaç cümle ile açıklanamaz tabii. Daha da derine inip inceliklerini detaylandırmak gerekir. Bu yazıda sizlere ufak da olsa farklı bir bakış açısı yakalamanızı sağlamak istedim. Bakmakla görmek arasında dağlar var tabii.